Zeynep Sezgin Acar – Kadın Girişimci Hikayeleri

0
8690

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

29 Ekim 1981 Gaziantep doğumluyum. Cumhuriyet çocuğu mu Gaziantepli olduğumdan mı bilmem, o günden bu yana hep bir mücadele ve savaş içindeyim. Ailemden hiç kimse bana okula git ya da çalış demedi, hatta annem babam okula bile uğramazdı. Destek olmadılar, ama engelde olmadılar hiçbir zaman. Liseyi bitirdim, hemen çalışmaya başladım, sekreterlikten tezgahtarlığa, vitrin silmekten anketörlüğe kadar her türlü işte çalıştım durdum. Çalışırken üniversite sınavına girdim ve Erzurum inşaat teknikerliğini kazandım,1 yıl boyunca Erzurum’da hem okudum hem çalıştım, hatta yurtta kaçak bile kaldım ama parasız olmayacağını anlayınca eve döndüm. Bir elektronik firmasında kumanda sattım, okula gitmeden olmayacağını anladım, yine sınava girdim. Bu defa işletme lisans okumaya başladım, neyse ki bu defa burslarım vardı, sadece yazları çalıştım. Okul bitince hiç vakit kaybetmeden işe girdim, sonrasında evlenip Antalya’ya yerleştim. İki tane oğlum var (Yaptığım en güzel iki şey). Şu anda bir kurumda çalışıyor, açık öğretim fakültesinde tarım bölümü okuyor, aynı zamanda “ali babanın heybesi “adı altında sosyal girişimciliğimizi eşimle birlikte devam ettiriyorum.

Kendi işinizi yapmaya nasıl karar verdiniz? Bunu yapmaya karar verirken kimden destek aldınız?

Ben çoğu zaman kendi çapımda bir şeyler aldım sattım hep. Bir ara kozmetik ürünleri, bir ara teraryum yaptım sattım. Sonunda çok kazandığımı söyleyemem hatta üzerine borçlanmış bile olabilirim.

Bu işi ikinci oğlumun doğumundan sonra doğum iznindeyken eşimin ani bir kararla 12 yıldır çalıştığı bankadan ayrılması ile geçen sene karar verdim. O günlerde, evde olunca, Instagram ile çok haşır neşir oldum, orada müthiş bir pazar olduğunu fark ettim. Yine o günlerde ilk oğlumun doğumu sonrasında sağlıklı beslenme ile ilgili artan farkındalıklarımız daha da gelişmeye başladı. Evde ekmek yapmaya başladım. Birçok başarısız denemelerimin  sonunda atalık tohumlar ile ekşi mayalı ekmekler yapmayı başardım. Ekşi mayalı ekmek ile Gaziantep ürünlerinin gücünü birleştirip ufak ufak satalım dedim eşime. O da en büyük destekçim olarak, o da kabul etti. Bu işsizlik sürecinde bu iş ona da çok iyi geldi.

Ne üzerine bir iş yapıyorsunuz? Başka iş fikirleri varken neden bu işi yapmaya karar verdiniz?

“Organik”-“Doğal”-“Naturel” gibi kavramların özensiz ve mesnetsizce her ürüne iliştirildiği bu süreçte kendi çocuklarımıza yedirebileceğimiz nitelikte ürünlerden seçerek ürün listemizi meydana getirdik. Biz Antep yöresinin ve Barak Ovası’nın yöresel ürünlerini (üzüm pekmezi, bu pekmez ile yapılan katkısız cevizli sucuğu, kuru siyah üzümü, pestili, fıstığı, dolmalık kurulukları, baharatları, tuz-sebze-güneş dışında birleşeni olmayan salçaları antep fıstığı ve antep fıstığı ile üretilmiş ürünleri, nar ekşisi vb.), yerel üreticiden aldığımız ceviz, badem, erişte vb. ürünleri,  atalık buğdaylarla yaptığımız ekşi mayalı ekmekleri (zeytinli kekikli, kuru domates fesleğenli, cevizli haşhaşlı, siyezli) satıyoruz.

Bu işe başlarken temel amacımız, insanların sağlıklı, geleneksel yöntemlerle hazırlanmış, güvenilir gıdalara ulaşmasını kolaylaştırmaktı, çünkü iyi ve güvenilir gıdaya ulaşmak zor. Tabi Gaziantepli olmak ürün portföyü açısından büyük avantaj.

Aynı zamanda bu ürünleri üreten iyi niyetli yerli üreticileri tüketicilerle buluşturabilmek. İlaçsız, gübresiz, tamamen geleneksel yöntemlerle üretmeye çalışan çok insan var ama pazarlayamıyorlar. Biz üretip ürünlerini satacak pazar bulamayan yerli üreticileri buluyoruz. Bir nevi bu üreticilerin daha çok desteklenmesine ve bahsettiğimiz üretim şeklinin çoğalmasına, insanların güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşmasında yardımcı oluyoruz.

Bu işi yaparken ne tip sıkıntılarla karşılaştınız ve bunları nasıl aştınız? Sizce kendi işinizi kurarken nelere dikkat etmek gerekiyor? Hangi konularda bilgi sahibi olmak gerekiyor?

Bu işe ilk başladığımız zamanlarda bebeğim çok küçüktü ve ilgi istiyordu, büyük oğlum küçük kardeşini kıskanmakla meşguldü, o da ilgi istiyordu. Eşim işten ayrılmıştı, iş bulamıyordu, o da ilgi istiyordu. Kısacası ev ilgi istiyordu. Ve doğum iznimin bitmesiyle işe dönmem gerekiyordu. Yakın çevremizden siparişler üst üste gelince tüm aşamalarıyla yapımı neredeyse 2 gün süren ekşi mayalı ekmek yapmak neredeyse işkenceye dönüşmüştü. Uykusuz geceler, şiş gözler ve 55 kiloya düşen ben. Sonra bir durdum ve “ben ne yapıyorum” dedim kendi kendime. Çocuklarımın vaktinden çalıyordum. Bu işi yapmak istiyorsam bir düzen kurmam gerekiyordu, oğluma bakması için bir yardımcı tuttum. Eşime de ekmeği sen yapacaksan yap yoksa ben bırakıyorum dedim. O da kabul etti ve üstesinden geldi. Şimdi çok güzel ekmekler yapıyor. Çaresizlik insana çok şey öğretiyor.

Kendi işini kurmak ilk başta kulağa çok hoş geliyor. Ama öncesinde gerekli koşulları taşıyor musunuz ve diğer şartlar olgunlaşmış mı bir düşünmek gerekiyor. Ya da düşünmeyin direkt konuya dalın. Çok düşününce de harekete geçemiyor insan.

Satmayı düşündüğünüz ürün, ürünü pazarlayacağınız müşteri kitlesi, kaynaklarınız, rakipleriniz, tedarik ağınız, güçlü ve zayıf yanlarınız hakkında bilgi sahibi olmanız avantaj sağlar.

İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mı sizce? Varsa nelerdir?

Ah ah toplumun kanayan yarası. Kadın olmak zaten başlı başına zor. Bir de iş hayatı girince içine daha da zor. Bakınız siyasette, bilimde, iş insanlarında kadınlar ne kadar yer bulabiliyor kendine? Hem kadınları iş hayatında adapte etmeye çalışıyorlar hem çocuk yapın diyorlar. Çocuk yapınca da sadece 3 ay ücretli izin veriyorlar.

Kadın sadece iş ile ilgilenmiyor ki en büyük zorluk bu. Kadın nerede çalışırsa çalışsın eve gelip yemek yapmak durumunda, temizlik, bulaşık, çocuklar derken bakımlı da olmak durumunda. Yani çok pratik, çevik ve güçlü olmak zorunda. Yoksa ne iş hayatında ne de özel hayatında başarılı ve mutlu olması çok zor. Ben bir eş ve anne olarak çok sıkıntılar yaşadım, yaşadığımız yerde ailemizden hiç kimse yok. Hoş ailesi olup da birbirine destek olmayan da çok. Bize Allah yardım etti bir şekilde. Bizim de çocuklarımızı gönül rahatlığı ile emanet edebildiğimiz bir Nurhayat ablamız var. Ona da buradan selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Yaptığınız işten istediğiniz sonuçları alabildiniz mi? İleriye yönelik koyduğunuz hedefler nelerdir?

Yukarıda da bahsettiğim gibi biz çok yeniyiz, ancak kısa zamanda çok yol kat ettik. Çevremiz de çok gelişti ve değişti, geldiğimiz noktadan dolayı çok memnunuz. Daha yapacak çok iş, gidilecek çok yolumuz var. Hayat boyu öğrenme devam ediyor. Yaşınız, cinsiyetiniz, durumunuz ne olursa olsun bir şeyler üretmek, kendini geliştirmek ve yenilemek insanın bu hayatta kalabilmesi ve mutlu olabilmesi için olmazsa olmaz. Bu işi benim için değerli kılan bir başka konu da girişimimizin ismi. Ali babanın heybesindeki “heybe” tesadüf değil, öylesine değil. Babam bir doktorun yanında iğnecilik yapardı, şimdiki zamanın erkek hemşiresi diyebiliriz. O zamanlar babam yaptığı iğne kadar para kazanırdı. Bir de mobilet motoru vardı. Tabi bir de motorun heybesi. Babam akşam bu heybeyi dolu getirirse gayet mutlu olurdu ama boş getirirse hepimiz gazabına uğrardık. O zamanlar nedenini anlamazdık tabi. Akşam çocukların için heybeyi dolduramamak götürememek çok zor olmalı. Anne baba olunca bunun ne demek olduğunu çok iyi anladık. Tüm anne babaların heybelerinin dolu olması dileğiyle.

Hedeflerimiz tabi ki daha çok kitleye ulaşabilmek, farklı platformlarda boy gösterebilmek, Antalya da ekolojik pazarların açılmasına ön ayak olmak, daha çok yerli üreticiye ulaşıp tüketici ile buluşturmak. Çocuklarımıza örnek iyi birer ebeveyn olmak, onlar gibi diğer çocuklara iyi beslenme hakkı vermek, ne yediğimiz, nelere maruz bırakıldığımız hakkında daha çok farkındalık yaratmak. Bilgilendirme ve atölye çalışmaları yapmak. Hatta şu an benim için ütopik ama eninde sonunda yapacağım ekolojik köy için çalışmalar yapmak. Dışa bağımsız ve her şeyin doğadan elde edildiği bir köy hayalim.

Kendi işini yapmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?

Benim naçizane tavsiyem tam bir klişe olan “Hayallerinizin peşinde koşun” cümlesi. Eşiniz, dostunuz, yakın çevreniz bir dizi olumsuzlukları sıralamaya başlayacaktır. Hatta kendi yapamadığı için kıskanacaktır da. Ama hiç önemli değil, hedefe kitlenin ve bir yerden başlayın, gerisi mutlaka gelecektir. Her işte başarılı olacaksınız diye bir şey yok, tekrar deneyin ama farklı şekillerde, yaşadıklarınızdan dersler çıkararak.

Konuyla ilgili sizden fikir almak isteyenlerin size ulaşabileceği bir e-posta adresi veya veya yaptığınız işle ilgili bilgi almak isteyenlerin girebileceği bir web sayfası var mı?

www.alibabaninheybesi.com alan adını işe başlar başlamaz almıştık. Web sayfamızı yapmak için arayışlarımız, kıyaslamalarımız devam ediyor. Aynı zamanda yeni logo çalışmalarımız ve fotoğraf çekimlerimiz devam ediyor.  alibabaninheybesi adlı Instagram adresimizden yani diledikleri zaman iletişime geçebilir, bilgi alabilir, hatta sipariş verebilirler 🙂

Son cümlemde; bu fırsatı bana tanıdığınız için size çok ama çok teşekkür etmek isterim, iyi ki varsınız.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here