Sevgili Dostlar,
Ben senelerdir iş dünyasına özel başta YouTube olmak üzere farklı sosyal medya kanallarından online canlı yayınlar ve fiziki etkinlikler düzenliyorum. E-ticaret, pazarlama, girişimcilik, e-ihracat, dijital dönüşüm başta olmak üzere birçok konu başlığı altında birbirinden değerli konuşmacıları ağırlıyor hem bizi izleyenlerin konu hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağlıyor hem de her gün yeni bir şeyler öğrenmiş oluyorum.
İşim gereği sektörden olsun olmasın benim gibi yayın yapan yerli ve yabancı bir çok kişiyi takip etmeye çalışıyorum çünkü her program beni bir şekilde besliyor. Kimi zaman gördüğüm bir giriş videosu, bazen alt kısımdaki tanıtım logoları ya da programın formatı bana fikir verebiliyor, ben de bunu yapsam güzel olur diyebiliyorum.
Özellikle dijital ile alakalı yayınlarda ve etkinliklerde sistem nasıl çalışır, hangi platformlarla entegre olabilir, rakiplerinden farkı nedir gibi konu başlıklarının ön plana çıktığını görüyorum ama o programın insanın hayatını nasıl kolaylaştırdığı ile alakalı kısımların çok konuşulmadığını gözlemliyorum. Konu dijital olunca hep teknoloji ile alakalı şeylerin konuşulması ve tartışılması gerekirmiş gibi bir hava oluyor halbuki hayatta her şey insanlar içino yüzden öncelikle bu konu başlıklarında insanla alakalı sonrasında teknoloji tarafının konuşulmasının gerektiğini düşünüyorum.
Bu sadece markalara özgü bir davranış değil aslında zaman zaman bireylerde de örneklerini görüyorum. Sokakta 100 kişiye sordum gibisinden anketler var ya, çıkın sokağa “Google diyince aklınıza ne geliyor?” diye sorun, en fazla verilen cevap bir web sayfası olacaktır. Burada ürünlerini tanıtan birisine denk gelirseniz reklam verdiğim mecra diyebilir. Benim gibi yön duygusu olmayan birisi için yol bulmamı sağlayan program cevabı çıkabilir. Bu kadar basit mi peki? Google sadece bu mudur? İnsana dokunan tarafını hiç düşündünüz mü? Günlük hayatta belki de hepimizin yaşadığı bir kaç olaydan bahsedeyim, bakalım fikriniz değişecek mi?
Bundan bir ay önce sabah erken saatlerde bir toplantıya gitmek için arabama bindim ama ilerleyemedim çünkü akü bitmişti, zaman zaman sıkıntı yaratıyordu ama artık “lütfen beni değiştir sen de kurtul ben de kurtulayım” mesajını vermişti. Toplantıya az zaman olduğundan sonra hallederiz diyerek arabayı evin önünde bıraktım ve yola çıktım.
Toplantı bitiminde eve geldiğimde arabayı senelik bakıma götürdüğüm ve evime beş dakika mesafede olan Beşiktaş’taki servisi aradım. Akünün modeli belli olduğundan “usta akünün modeli bu, bundan sende var mı, varsa eve gelip bunu değiştirebilir misin” diye sordum, o da “bizde akü yok ama akü satan bir yerden temin edip sana hemen getiririz” dedi, “e tamam dedim” kapattık.
Öğleden sonra gene dışarıda işlerim olduğundan arabanın bir an önce çalışması lazım, servis nasıl olsa yakın hemen gelir takar bende işime gücüme bakarım dedim ama on dakika geçti, yirmi dakika geçti arayan soran yok sonrasında da bende işlere daldım sonra bir baktım bir saat olmuş, servisi arayıp “ya usta ne oldu bizim akü” diye sordum, “abi etraftaki akücülere haber saldım cevap gelir gelmez sana döneceğim” dedi.
Bir saat geçti daha akücüden cevap gelmemiş, cevap gelecek servis bana dönecek fiyat söyleyecek eve gelecek edecek nasıl olacak bu işler diye düşünürken bir yandan da iç sesim “sabret işte adam güvenilir sonuçta gelip takacak ne yani” diyordu. Biraz daha işe güce daldım, tam doksan dakika olunca bir kez daha ustayı aradım ama “hala akücüden fiyat bekliyorum abi” diyince bu işler bu kadar zor olmamalı neden Google’dan ben bunu araştırmıyorumdedim ve ciddi bir aydınlanma yaşadım.
Ne varki bunda diyenleriniz olabilir ama arabanın herhangi bir yerinde değişim olacaksa her zaman tanıdık ustayla muhatap olmak gibi geleneksel yollara başvurmuşum, aklıma hiç internetten bakmak gelmemiş, internetten akü satılır onu biliyoruz bilmesine de adam gelip takar mı bunu kısmını bilmiyordum o kısımda biraz cahil kalmışız maalesef. Arama motoruna akünün adını yazdım önüme onlarca web sayfası ve fiyatlar çıktı, fiyatlar hakkında bilgi sahibi olunca sonra akü değişim, akü Beşiktaş gibi farklı kelimelerle aramalar yapmaya ve kendimi iyice aşmaya başladım.
İlk önce Maslak bölgesinde faaliyet gösteren bir firmaya denk geldim, “böyle böyle, bu akü var mı, gelip yerinde takıyor musunuz” diye sordum, adam da “evet abi akü var takarız ama 500 TL ekstra ücret alırız” dedi. Hazır kendimi aşmaya başlamışken biraz daha arama yapayım dedim ve Zeytinburnu’nda olan bir firmaya denk geldim, onu da aradım, hem akünün fiyatı daha düşüktü hem de eve getirme için ekstra bir ücret talebinde bulunmamıştı. Maslak bana yakın diye oradan sipariş vermeyi düşünürken bir anda daha düşük fiyatla karşılaşınca ikileme düştüm ama rakam ciddi fark ettiği için ikinci aradığım yerden yani Zeytinburnu’ndaki yerden siparişi verdim.
Hikayeye devam edeceğim ama bir tüketici olduğumda nelere önem veriyormuşumonu da yazmak istedim.
Öncelikle evime yakın olmasından dolayı Maslak’taki yer daha fazla aklıma yatmıştı. Bir de güven ile alakalı kısım vardı, Zeytinburnu’nda bir firmadan mı ürün alırsın yoksa Maslak’tan mı gibi bir soruyu da kendime sormadım değil. Bir sorun yaşarsam Maslak’taki firmaya ulaşmam daha kolay oraları biliyorum giderim ama Zeytinburnu’nu bilmem etmem diye içimden geçirmiştim. Bu önyargıyı kırmak için firmanın web sayfasına baktım ve çok profesyonel bir sayfayla karşılaştım. Bir de telefonda konuştuğum kişinin en geç yarım saate sizdeyiz, garanti belgesi ile geleceğiz ve aküyü gözünüzün önünde açacağız gibi sihirli cümleler kurduğunu hatırlayınca siparişi verdim.
Ezcümle, web sayfası ve telefonda konuştuğum kişi benim o alışverişi yapmamı sağladı. Hatta o kişi bana web sayfasından daha fazla güven verdi, teknoloji tek başına yeterli olmuyor, işin içine insan girince olay daha olumlu sonuçlanıyor. Siparişi verdim, 15 dakika sonra güvenlikten beni aradılar, akü gelmişti, Zeytinburnu’ndan Beşiktaş’a uçtu mu bu adamdiye içimden geçirirken motorsikletli bir arkadaş ile karşılaştım.
“Aküleri motora yükledin sipariş gelince merkezden arıyorlar hemen oraya akü mü götürüyorsun” diye sordum, “yok siz sipariş verdiğinizde dükkandaydım”, İstanbul trafiğinde biz siparişleri hep motorla götürüyoruz dedi. Gözümün önünde aküyü açtı, sohbet muhabbet derken bir güzel taktı, garanti belgesini de verdi, kısacası 10 numara hizmet verdi. Zeytinburnu uzakmış ön yargısını yıktık, motorsikletle her yer yakınmış bunu da anlamış olduk.
İşlem bitti arkadaş gitti bana beş dakika mesafede olan servis aradı, internete dalınca bizim usta tamamen aklımdan çıkmıştı, akücüden fiyat gelmiş bana onu söylüyordu, “abi iki saat olmuş geç kaldın ben çoktan aldım teşekkür ederim” dedim, arabama binip toplantılarıma gittim.
Buna benzer başka bir hikayeyi de bundan üç sene önce evin anahtarını unuttuğum için çilingirci ile yaşamıştım. Eve geldim anahtar yok, ne yapacağız derken Google’dan Beşiktaş çilingir diye arattım, genç bir delikanlı on dakikada geldi, on dakikada kapıyı açtı, olayın başlangıcından kırk dakika sonra elimde çayım mutlu şekilde TV izliyordum.
Çilingirci çocuk ile sohbet ederken Google’a reklam vermeye iki sene önce başladıklarını, bayağı bir araştırma yaptığını, bazı kurslara katılıp nasıl verimli reklam veririm diye araştırma yaptığını öğrendim. Baktı ben anlattıklarıyla ilgileniyorum daha fazla bilgiler de paylaştı.
İşler büyüyünce Denizli, Antalya, Bursa, Muğla, Ankara gibi illerdeki çilingircilerle anlaşıpo illerde yaşayan insanların da Google aramalarında çıkıp ilgili ildeki adamları yönlendirip hem onların hem de kendisinin para kazandığını anlattı. Yani siz çilingirciyi arıyorsunuz sanıyorsunuz ki adam Ankara’da halbuki belki de o gün yanımdayken susmak bilmeyen telefonu arayanlardan birisi de sizdiniz kimbilir.
Artık o kadar yaptığı işi kanıksamış ki müşteri ben şu semtte oturuyorum diyince “tamam abla oraya gelmemiz x dakika sürer” diyecek kadar da o şehri ezberlemişti. İşin içinde gene teknoloji var ama işi yapan gene o delikanlı, yani insan. Google’a verdiği reklam sayesinde telefon çalıyor çalmasına da konuşma tarzı, müşteri kapattıktan sonra x ildeki çilingirciyi arayıp hemen detaylı bilgi vermesi, aynı anda da benim kapıyı açmaya çalışması cidden takdire şayandı. Bu arada o on dakika içinde bana anlattıklarından sonra kırk yıllık dijitalci adama on basar dediğimi de dün gibi hatırlıyorum.
Başlıkta dediğim gibi Google sadece bir arama motoru değil, benim toplantıya yetişmemi sağlayan, kapıda kalmaktan kurtarıp evimde çay içmemi sağlayan, Muğla’da bir ara sokakta olan bir çilingircinin para kazanmasını sağlayan bir şey bu. Ben sadece çok basit örnekler verdim, halbuki insana dokunan ve hayatımızı kolaylaştıran daha farklı örnekler verebiliriz. Mesela, Maps ile trafikten kurtuluyor, Forms ile anket yapıyor belki kayıt topluyor, Trends ile popüler başlıkları görüyor, Drive ile dosyalarınızı saklıyor, Alerts ile belirlediğiniz kelimelerle ilgili bir haber yayınlandıysa bunların e-posta adresimize gelmesini sağlıyor, Meet ile online görüşmeler yapıyor, Photos ile bütün video ve fotoğraflarımızı saklıyoruz. O kadar çok şey var ki, belki de nüfusun %80’inin kullandığı Gmail‘den ve her gün onlarca video izlediğimiz YouTube‘dan bahsetmeye fırsat kalmadı bile. Bu kadar hayatımızın içinde olan ve bir şekilde bize dokunan Google’ı hala bir arama motoru olarak mı düşüneceksiniz?
Önümüz bayram, şimdiden sizlerin ve ailenizin bayramını en içten dileklerimle kutlarım. Biraz kafa dinlemek, sakinleşmek, yürüyüş yapmak, belki hayatın ne kadar basit olduğunu anlayacak kadar derinleşmek hepimize çok iyi gelecek. Bu vesileyle büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim.
Gelecek günlerde nerede etkinliklerimiz var aşağıda göreceksiniz. Kendi düzenlediğimiz etkinliklerin dışında konuk olduklarımız da var.
25 Nisan Perşembe günü Ankara’da Oniki adlı etkinlikte konuşmacı olarak yer alacağım, yaptığınız işe göre ücretsiz biletler de var, buradan daha detaylı bilgi alıpbaşvurunuzu yapabilirsiniz.
Madem bu kadar Google’dan bahsettik, ücretsiz sunduğu Forms adlı uygulamadan faydalanalım. Güzel haber şu ki, artık Ankara’da da her ay dijitalleşme ve e-ticaret ile alakalı eğitim ve etkinlikler yapacağız. Doğma büyüme Ankara’lıyım ama İstanbul’a geleli yıllar oldu o yüzden oradaki ihtiyaçları anlayabilmek için oradaki dostlara soruyorum, hazır denk gelmişken Ankara’da yaşayanlara da buradan sorayım, en fazla 60 saniyenizi alacak bu anketi cevaplarsanız çok sevinirim.
Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör
Online Sohbetler
https://faydalisohbetler.com/event/online-egitimin-bugunu-ve-gelecegi/
E-İhracat Sohbetleri
https://faydalisohbetler.com/event/rusyaya-mikro-ihracatla-erisim/
Pazarlama Sohbetleri
https://faydalisohbetler.com/event/dunya-markasi-olmanin-tam-zamani/
E-Ticarete Başlıyorum (Gaziantep)
https://faydalisohbetler.com/event/e-ticarete-basliyorum-gaziantep/
E-Ticaret Sohbetleri (Gaziantep)
https://faydalisohbetler.com/event/e-ticarette-basarili-olmanin-yollari-gaziantep/
E-Ticaret Sohbetleri (İstanbul)
https://faydalisohbetler.com/event/e-ticarette-musteri-memnuniyeti/
Yakın Zamanda Yaptığımız Canlı Yayınlar
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız canlı yayınları aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. Bu arada YouTube kanalımıza abone olursanız farklı konularda yaptığımız diğer yayınları da izleyebilirsiniz.
Pazarlama Sohbetleri
https://www.youtube.com/watch?v=w5bmD8228dg&t=8s
Online Sohbetler
https://www.youtube.com/watch?v=l3XJKl7TziQ
Girişimcilik Sohbetleri
https://www.youtube.com/watch?v=IIt7CYGJqOo
Kariyer Sohbetleri
https://www.youtube.com/watch?v=f4BhLJCvQ3c&t=2380s
