Büyük veri tam olarak ne anlama gelmektedir? 

Facebook, Amazon, Netflix gibi firmaların sizin ne tip arkadaşları, kitapları ve filmleri beğeneceğinizi gerçeğe yakın bir oranda tahmin etmesi, hatta bu firmaların sizi, birlikte zaman geçirdiğiniz insanlardan daha iyi tanımaları şaşırtıcı ya da korkutucu değil mi? 

Geride bıraktığımız 15 yıllık süreçte öncelikle internetin, ardından internetin en çok vakit geçirilen alanı olan sosyal medyanın fikirlerimizi, alışkanlıklarımızı ve satın alma davranışlarımızı etkilediği yeni bir dönemin başladığına tanık olduk. Bir başka deyişle teknoloji, günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğinden beri, alışkanlıklarımız da kökten değişti, neredeyse her anımız 7/24 online hale geldi. Bu dijital mecralarda gerçekleştirdiğimiz tüm eylemler neticesinde kendimiz ile ilgili birçok veriyi farkında olmadan ardımızda bırakmaya başladık.

Geride bıraktığımız bu verinin büyüklüğünü anlamak için bazı güncel istatistiklere bakalım…  Dünya genelinde 1.8 milyar kişi sosyal medya ağlarını kullanıyor. En yaygın sosyal ağlarından biri olan Facebook’un kullanıcı sayısı 1.3 milyardan fazla durumda. Hey ay 284 milyon Twitter kullanıcısı aktif olarak hesabını yönetiyor. Facebook kullanıcılarının %68’i mobil şekilde hesaplarına ulaşıyor. Facebook, Twitter, Instagram, Linkedin sosyal medya ağları dışında, forumlar, görsel arşivler ve dijital alanda paylaşım imkanı sunan birçok platform, dakikalar içinde milyonlarca verinin dünya çapında dönüşümüne olanak sağlıyor.

Küresel çapta geride bırakılan bu verinin çapı o kadar büyük durumda ki, otoriteler tarafından bu durumu tanımlamak için “Big Data” yani büyük veri terimi kullanılıyor. Farklı bir tanımlamayla ise büyük veri, sosyal medya paylaşımlarımız, görsel arşivler, internet istatistikleri, bloglar, forum alanları, yorumlar kısacası dijital alandaki tüm bu verilerin anlamlı ve işlenebilir hale dönüştürülmüş biçimidir.

Büyük veri son yıllarda neden bu kadar önemli hale gelmiştir?

Arkamızda bıraktığımız tüm bu veriler, “Bu firmalar sizi sokakta görse bile tanımazken nasıl oluyor da sizin neye tepki vereceğinizi bu kadar iyi biliyorlar?” sorusuna verilebilecek yanıtın kaynağını oluşturdu. Günümüzde kurumlar, topladıkları ve anlamlandırıp kullandıkları büyük veri sayesinde kim olduğunuzu ve ne beklediğinizi gayet iyi biliyorlar. Bunun gibi veri odaklı strateji geliştiren firmalar, rakiplerine göre rekabet avantajı elde edip hem verimliliklerini ve karlılıklarını artırıyorlar, hem de kişiye özel mesaj gönderdikleri için farkındalık yaratıyorlar.

Büyük veri şirketlerin üst yönetimlerini nasıl etkiliyor? CAO’lar kimdir? 

Günümüzde artık şirketlerin üst yönetimleri için tüm bu verilerin kullanılması ihtiyaç haline geldi. Şirketler, ifade ettiğimiz üzere rakiplerine göre rekabet avantajı elde edip hem verimliliklerini ve karlılıklarını artırmak amacıyla dijital dönüşümlerini gerçekleştirirken, bu dönüşüme dair bilgilere vakıf çalışanlara veya yöneticilere odaklandılar. CAO – Chief Analytics Officer (Türkçesi; XXXXX) görev tanımlıyla yeni uzmanlar üst yönetimlerde dikkat çekmeye başladı. CAO’luk henüz çok yaygınlaşmadıysa da bu yönde bir hareketlenme olduğunu söyleyebiliriz.

Türk firmaları ve çalışanları bu yeni kavramı ne kadar iyi tanıyor?

Mobilitenin artması, sosyal medyanın hayatımıza girmesi, satış kanallarının çeşitlenmesi, lokasyon bazlı bilginin çığ gibi büyümesi ve makinaların başka bir makina ile konuşmasının (machine to machine) başlaması sonucunda elde edilen veriler son yıllarda senelerde fazlasıyla arttı. Türkiye’de de birçok büyük kurum ellerindeki bu verileri olumlu anlamda değerlendirebilmek için yazılımlar hazırlıyor veya büyük yatırımlar yapıp bununla ilgili programlar satın alıyor. Özellikle dijital sektörde yer alan kurumlar konuya fazlasıyla hakim ve bununla ilgili çok sayıda çalışma yapıyorlar. Çoğu kurum ellerindeki gereksiz verilerden kurtulmaya, kullanacakları verileri de detaylandırmaya başladılar bile. Bu dönemde yeni yasanın da etkisiyle izinli pazarlama ön plana çıkacağından kurumlar ellerindeki verileri daha dikkatli şekilde konumlandıracaklar.

Büyük verinin Türkiye’deki yakın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlgili kurumdan alışveriş yapmayan, e-postasını açmayan veya web sayfasına girmeyen kişilerin artık veri tabanında bulunmasının kendileri için külfet olduğunun anlaşılması ve bunların zamanla yok edilmeye başlanması, şirketler için çok büyük bir adım. Türkiye’de kurumlar yavaş yavaş ellerindeki veriyi doğru şekilde kullanmanın ne kadar önemli olduğunu anlamaya başladılar ve konuyla ilgili yatırımlara giriştiler. Çok yakın zamanda büyük veri başlı başına bir sektör haline gelecek. Bununla ilgili iş kolları yaratılacak ve veriyi iyi yorumlayanlar sonuca ulaşacak. Büyük firmaların dışında devletin de bu konuda fazlasıyla aktif olacağını, devlet dairelerinde yapılan işlemlerin eskisine göre daha hızlanacağını, belediye ve yerel yönetimlerin büyük verileri kullanarak bulundukları bölgeyi eskisine nazaran daha etkin yöneteceklerini düşünüyoruz. 

Büyük veri yolculuğunda şirketlerin ve çalışanların göz önünde bulundurması gereken kriterler nelerdir?

Buradaki en önemli konu, ilk aşamada kurumların milyonlarca dolar tutan bu projeler sonrasında neye varmak istediğini belirlemesi ve aşağıdaki maddelere dikkat etmesidir. 

– Öncelikli olarak datanın kaynağı bilinmelidir ve bu veriler nereden geliyor iyi anlaşılmalıdır. Herhangi bir datadan sonuç alındığında, kurum o verinin hangi kaynaktan geldiğine bakıp uzun dönemli projelerine yön verebilir. Örneğin Facebook’tan gelen kişilerden çok verim alınırsa kurum bir sonraki yıl yine bu mecrada reklam çalışması yapabilir.

– Eskiden megabyte, gigabyte, terabyte gibi büyüklük belirten kavramları konuşurken günümüzde petabyte, exabyte, zettabyte, yottaybyte gibi dehşet büyüklüklerden bahsediyoruz. Bu kadar büyük verilerin saklanması, büyük enerji ve kaynak gerektirdiğinden kurumların veri saklarken gerçekten ileride işlerine yarayacak bilgileri saklamasında fayda var. 

– Elde edilen verilerin hangi yöntemlerle işleneceği de önemli. Doğru şekilde verilerin işlenmesi ve anlamlı hale getirilmesi sonuca giden en önemli yol olacaktır. Veriler anlamlı hale getirilip kullanılamazsa harcanan zaman ve para çöp olacaktır.

– Dikkat edilmesi gereken son şey ise, anlamdırılan bu verilerin nasıl kullanılacağıdır. En başta da belirttiğim üzere kurum bu veriler ile neye varmak istediğini net şekilde belirlemişse, sıra bu verilerin değerlendirilmesi, sonuçlandırılması ve geri dönüş oranlarının artırılmasına gelmektedir. 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here