Sizinle birebir tanışıklığı olmayan Facebook, Amazon, Netflix gibi firmaların sizin ne tip arkadaşları, kitapları ve filmleri beğeneceğinizi gerçeğe yakın bir oranda tahmin etmesi, hatta bu firmaların sizi, birlikte zaman geçirdiğiniz insanlardan daha iyi tanımaları şaşırtıcı ya da korkutucu değil mi? Peki bu firmalar sizi sokakta görse bile tanımazken nasıl oluyor da sizin neye tepki vereceğinizi bu kadar iyi biliyorlar? Cevabı basit; topladıkları ve anlamlandırıp kullandıkları büyük veri sayesinde kim olduğunuzu ve ne beklediğinizi gayet iyi biliyorlar. Bunun gibi veri odaklı strateji geliştiren firmalar, rakiplerine göre rekabet avantajı elde edip hem verimliliklerini ve karlılıklarını artırıyorlar, hem de kişiye özel mesaj gönderdikleri için farkındalık yaratıyorlar.

Çok değil bundan 4 sene önce Türkiye’de büyük firmalar ile yaptığım görüşmelerde genelde müşteri sayıları ve e-posta adeti ile övünüp bunu büyük bir güç olarak görüyorlardı. Yaptığımız sohbetlerde ellerindeki müşterilerin belli bir yüzdesinin alışveriş yaptığını ya da web sayfasına girerek firmayla bağlı kaldığını, üzerinde durulması gereken kitlenin bu kişiler olduğunu, geri kalan kişilerin ise çok da fayda sağlamadığını söylüyordum ama firmalar alışkanlıklarından kolayca vazgeçemediklerinden herkese aynı mesajı göndermekte ısrar ediyorlardı. Tam da o dönemde kişiselleştirme terimi her yerde konuşulmaya başlanınca ve bu tip mesajlardan dolayı şikayetler artınca firmalar tüketicilere özel mesajlar göndermeleri gerektiğini anladı. Bu sayede bütçelerini efektif şekilde kullanmaya ve ISP’ler (Hotmail, Gmail, Yahoo vs.) nezdinde de kredibilitelerini artırmaya başladılar. Özellikle geçen sene çıkan yasa sayesinde firmalar, SMS ve e-posta kanallarını kullanırken izinli pazarlama kurallarına da uyarak tamamen kendilerinden mesaj bekleyen kitleler ile temas halinde olmaya başladılar ve geri dönüş oranlarını yüksek orana çekmeyi başardılar.

Son zamanlardaki trend ise Big Data veya Türkçe adıyla Büyük Veri. Özellikle akıllı telefonlar sonrası ortalıkta inanılmaz hızla artan bir veri trafiği var. Firmalara sosyal medya hesaplarından, web sayfalarından, mobil aplikasyonlardan, fiziki mağazalarından ve aklınıza gelecek onlarca kanaldan bir çok veri aktarımı oluyor. Bazı firmalar konuyla alakalı hiçbir şey yapmazken bazıları bu verileri anlamlandırıp kişiye özel mesaj gönderiyor, sorunu olan müşterisini anında arayıp mutlu ediyor, yapılan alışveriş dağılımını görüp kişiye özel kampanya gönderiyor ve doğal olarak sadık müşteriler kazanıyor. 

Her zaman dediğim gibi kendinizi müşterinizin yerine koyun. Size nasıl davranılmasını ve ne tip mesajlar gönderilmesini istiyorsanız lütfen sizde aynısını kendi müşterileriniz için yapın. Göreceksiniz, yaptığınız yatırımların ve harcadığınız zamanın karşılığını en kısa zamanda alacaksınız, demedi demeyin.

Bu yazı E-Ticaret Çağı Dergisinde yer almıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here