iBeacon’un adını son zamanlarda adını sıkça duymaya başladık ve birçok perakende firması bu teknolojiden yararlanmaya başladı. Görmeyenler için anlatırsak, iBeacon aslında ufak bir cihaz, evinizin belli başlı yerlerine koyduğunuz ufak böcek kovucular büyüklüğünde bir alet. Mobil aplikasyonu olan perakende firmaları bunları mağazanın belli yerlerine koyuyor ve bunun önüne gelen müşterinin cep telefonuna istediği kampanyayı anlık bildirim (push notification) olarak gönderebiliyor. Tabi müşterinin cep telefonunun Bluetooth’unun açık olması gerekiyor. Çoğu kişi güvenlik sebeplerinden dolayı bu servisi kapalı tuttuğundan mağaza içine konan afiş veya dön kartlar ile “Bluetooth’unuzu açın” diye duyurular yapılıyor. 

Buradaki amaç yüzlerce mağaza arasından sizi seçen tüketicinin burada daha fazla zaman geçirmesini sağlarken aynı zamanda dışarıya çıkmadan bu tip mesajlarla ürün almasını sağlamak ve gelirleri artırmak. Kulağa çok hoş geliyor öyle değil mi? Türkiye’de iBeacon teknolojisi ne kadar etkin kullanılıyor ve markalar bundan verim alıyor mu diye soracak olursanız bu anlamda daha işin başında olduğumuzu söyleyebilirim. Geçenlerde iBeacon teknolojisini sunan bir firmanın üst düzey yetkilisi ile yaptığım bir toplantıda çok güzel bilgiler aldım. Çoğu perakende firması buna ilgi duyuyor ve kullanım sayıları gün geçtikçe artıyormuş ama yaratıcılık ve strateji konusunda biraz emekleme seviyesindeymişiz. Her reyona iBeacon koyabilir ve o reyonun önüne geldiğinizde mağaza size o ürünle alakalı bir mesaj gönderebilir ama çoğunlukla firmalar önceden belirledikleri kampanya neyse sadece bunu gönderiyorlarmış. Müşteri ayakkabı reyonunda zaman geçiriyor, iBeacon müşteriyi tanıyor, mesajın ayakkabı ile alakalı bir kampanya olması gerekirken sezon sonu indirim mesajı gidiyor. Bütün firmalarda bu şekilde değil tabi ki ama çoğunluk bu şekilde ilerliyormuş. Halbuki ben bir tüketici olarak ayakkabı bakıyorsam bu demektir ki ben o ürün kategorisi ile ilgiliyim ve onunla alakalı kişiselleştirilmiş mesaj alsam o anda satın alma konusunda daha istekli olabilirim. 

Düşününce aklınıza bir sürü pazarlama taktiği gelebilir, tabi elinizde tüketici ile alakalı veriye sahipseniz. Mesela ben mağazaya girdiğimde benim kim olduğumun bilgisini mağaza görevlisi onlara ait ekranlardan görebilirler. “Murat Bey hoş geldiniz, nasılsınız?” diye benimle sohbete başlasa nasıl hissederdim acaba? Gene aynı ekrandan benim o mağazaya en son ne zaman geldiğimin bilgisini ve eğer alışveriş yaptıysam aldığım ürünü görse, “Murat Bey 4 aydır hiç mağazamıza gelmediniz, özlettiniz, en son bizden lacivert bir takım elbise almıştınız, memnun kaldınız mı?” dese yüzümün aldığı renk ne olurdu? Hatta bir adım daha ileri gideyim, “Murat Bey, son bir senedir bizden hep ceket almışsınız, arzu ederseniz bunlara uygun bir pantolon göstermek isterim” dese bir çapraz satış imkanı olabilir mi ne dersiniz? Bunların hiç biri hayal değil. Eğer iBeacon ile tüketicinin bilgilerini alıyorsanız ve bu kişinin sizde bulunan veri tabanında diğer bilgileri varsa bunların hepsini yapabilirsiniz. Geçen hafta katıldığım bir sempozyumda hem online kanaldan hem de fiziki mağazalarından ürün satan bir firmanın e-ticaret yöneticisi olaya bambaşka bir boyut kattı. iBeacon ile müşterisinin hangi reyonda ne kadar zaman geçirdiğini tespit edeceklerini, o ürünü mağazadan veya web sayfasından alıp almadıklarına bakacaklarını ve müşteri alım yapmadıysa en geç 1 gün içinde ona ilgili ürünle alakalı bir e-posta göndermeye başlayacaklarını söylüyordu. Şu anda bir çok firma  tavsiye sistemleri sayesinde müşterinin kendi web sayfasında hangi kategoride ne kadar zaman geçirildiğini görüp kişiselleştirilmiş mesaj gönderebiliyor ama fiziki mağazadaki tüketici hareketlerinin de bu şekilde takip edilebilmesi ve aksiyon alınabilmesi olayı bambaşka bir yöne doğru götürecek diye düşünüyorum.  

Teknolojinin ışık hızında gittiği günümüzde, vizyonu olan, yaratıcı ve bu tip teknolojilere yatırım yapmaktan çekinmeyen markalar kısa zamanda rakiplerinin arasından sıyrılıp gidecek. Bakalım yakın zamanda hangi firmaların bu anlamda başarı hikayelerini duyacağız, sabırsızlıkla bekliyor olacağız…

Bu yazı E-Ticaret Çağı Dergisinde yer almıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here