Yeni e-ticaret kanunuyla birlikte oluşan bu yasağa uymayan şirketleri maddi olarak nasıl bir yaptırım bekliyor? Ne kadarlık bir cezadan bahsediyoruz?

E-ticaret alanında yeni düzenlemeler getirecek olan yeni 6563 no’lu “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”, 01 Mayıs 2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giriyor. Tüketicilerin günlük hayatlarında önemli değişimler yaratacak olan bu kanun aynı zamanda farklı kanallar üzerinden tüketicilere dokunan kurumların çalışma sistemlerinde de köklü değişikliklere neden olacak. Yeni kanunla birlikte bilgi verme yükümlülüğü, sipariş ve ödeme sistemleri, ticari iletişim, kişisel verilerin korunması ve cezai hükümler gibi alanlarda önemli değişiklikler göreceğiz. Kurumlar, elektronik iletişim araçlarıyla sözleşmenin yapılmasından önce, alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgilerini sunacaklar. Kampanya ve bültenlerde yapılan tüm değişiklikleri açık ve net şekilde tüketicilere bildirilecekler. Yine sipariş öncesi, sırası ve sonrasında tüketicilere ürün, ödeme, satın alım ve teslimat süreciyle ilgili tüm bilgiler anlaşılır şekilde gösterilecek. Yanlış bilgilendirme, istem dışı iletişim kurma, onay alınmaması gibi birçok durumda da caydırıcı para cezaları uygulanacak. Örneğin gönderilen ileti, önceden onay almadan tüketici ile paylaşılırsa 1.000 TL ile 5.000 TL arasında bir idari para cezası uygulanacak. Eğer onay alınmadan gönderilen ileti, bir defada birden fazla kimseye gönderilmiş ise para cezası 10 katına kadar çıkartılabilecek. Yine yasaya göre, tüketicinin reklam ve tanıtım iletilerini almak istemediğini belirtmesinden sonraki 3 gün içinde kurumlar bunları göndermeyi sonlandırmakla yükümlü. Bu düzenlemeye uymayan hizmet sağlayıcılara 2.000 TL’den 15.000 TL’ye kadar idari para cezası uygulanacak. Şu anda yasa üzerindeki tartışmalar devam ediyor. Sektördeki kurumların ve kişilerin yorumlarıyla birlikte çeşitli değişiklikler ve eklemeler de yapılacak. Bunları da önümüzdeki günlerde göreceğiz.  

Tüketiciden bu konuda izinlerin nasıl alınacağını düşünüyorsunuz?

Yeni yasanın kabul edilip Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra e-ticaret alanında faaliyet gösteren birçok kurum ellerindeki büyük veriyi tarayarak, yasa gereği izinlerin alınması için çalışmalar başlattılar. Son aylarda hızlanan bu çalışmalarla, kurumlar, sahip oldukları tüketici verisi üzerinden izinleri yazılı ya da sanal olarak topluyor. Genelde SMS ve e-posta, en sık kullanılan yöntemler olarak karşımıza çıkıyor. Bazı perakende kurumları, mağazalarından da yazılı olarak izinleri alıyorlar. 

Tüketici bir kez izin verdiyse, marka/kurum her türlü pazarlama mesajlarını bahsedilen araçlarla iletme hakkını elde edebilecek mi?

Yeni yasa ile birlikte e-ticaret alanında en çok şikayet edilen konuların başında gelen istenmeyen e-posta, SMS gibi uygulamalar artık sonlanacak. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra herhangi bir elektronik ileti gönderilmeden önce izin alma şartı geliyor. Yazılı ya da elektronik olarak da alınmış bu onay olmadan, hiçbir ileti tüketiciye gönderilemeyecek. Tüketici isterse, sonradan kararından vazgeçerek ileti almak istemediğini de tüketiciye söyleyebilecek. Yazılı ya da sanal olarak yapılabilecek bu bildirimden sonra hizmet sağlayıcılar, hiçbir şekilde bu tüketiciye gönderim yapamayacaklar. Yine hizmet sağlayıcılar, kampanyalarında, bültenlerinde, yarışmalarında bir değişiklik yaptıklarında tüketicileri her adımda bilgilendirmek zorundalar. Yeni yasa ile birlikte tüketiciler, istedikleri her an cayma hakkına sahip olacaklar. Mayıs ayında yürürlüğe girecek olan yeni yasada bu alanda da yeni eklemeler olabilir. 

Tüketicilerin yüzde kaçının şirketlere izin vereceğini düşünüyorsunuz? Yani bu konudaki pazar nasıl etkilenecek? 

Tüketicilerin e-ticaret ve online alışveriş konusundaki en büyük sıkıntıları güven. E-ticaretin Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte hızla artan sayıda kurum, bu alanda faaliyet göstermeye başladı. İşini kurumsal olarak iyi yapan ve tüketicilerine optimum hizmeti sunan birçok kurum olduğu gibi sektör algısını bozanlar da mevcut. Bu durumda, yasayla birlikte başlayacak yeni süreç, tüketicilerin güvensizlik algısında da değişime neden olacaktır. Tüketicilerin, öncesinde izin alınarak yapılan iletişim çalışmalarına sıcak bakacağını düşünüyorum. Kanun, tüketicilerin haklarını koruyan birçok maddeyi içinde barındırıyor. Bu da sektördeki kurumların ister istemez tüketici odaklı çalışmalara yönelmesini sağlayacak. Ayrıca izin sürecinde yapılan kampanyalarla tüketicilere sunulan faydalar da mevcut. Bu da izin verilen kurum sayısını artıracaktır. 

Bu daralma göz önüne alındığında, bu kanunun şirketlerin pazarlamasına darbe olduğu kanısında mısınız? Yoksa bu sürecin SMS ya da e-mail kirliliği yerine, hedef kitleye doğru ulaşım ve şirket itibarı için daha doğru pazarlama stratejilerine yol açacağı kanısında mısınız?

Yeni kanun ve yönetmeliğin, e-ticaret alanına getireceği en büyük farklılık, haksız rekabetin ortadan kaldırılması olacak. E-ticaret, biraz da doğası gereği sahte ve kaçakçılığın en sık görüldüğü alanlardan biri. Tüm dünyada milyarlarca dolarla ifade edilen sahteciliğin bu alanda faaliyet gösteren kurumlar, yoğun rekabet ortamında kendilerine biraz daha yer açabilmek için kimi zaman farklı yöntemlere başvurabilmekte. Tüm bunlar göz önüne alındığında yeni kanunla birlikte sektörün küçük büyük tüm kurumları, haksız rekabeti ortadan kaldıracak düzenlemelere imza atmak zorunda kalacaklar. Tüketici odaklılık artık bir zorunluluk haline gelecek. Tüm kurumlar, tüketicilerinin gizliliğine önem veren ve onların haklarına saygı duyan bir pozisyona geçecekler. Özellikle Türkiye’de çok sık rastladığımız e-ticarete güven unsuru konusunda önemli adımlar atılacak. Artık yasal düzenlemelerle tüketicilerin tüm hakları koruma altına alınacak ve hem tüketicilerin kurumlara, hem de kurumların diğer kurumlara olan bakış açısı değişecek. İçerisinde önemli bir potansiyeli barındıran e-ticaretin gelişimi ve büyümesi için de bu yoldan gidilmesi şart. Yeni kanun hem daha fazla kullanıcının internetten alışveriş yapmasını sağlayacağı gibi online alışveriş hacminin de artmasına destek olacak. 

E-ticaret alanında olan büyük kurumlar, kuruldukları günden bu yana, tüketicilerinin yararına olacak birçok çalışmaya imza atıyorlar. Bu açıdan onları bağlayacak ya da zararlarına olacak herhangi bir durumdan söz etmek mümkün değil. Aksi şekilde bu kurumlar müşteri bağımlılığı anlamında atacakları yeni adımlarla bu düzenlemeleri fırsata dönüştüreceklerdir. Artık tam anlamıyla müşteri sadakati ve bağlılığından söz eder hale geliyoruz. Müşteri neredeyse, kurumlar orada bulunup, aynı alanda pazarlama çalışmaları yapmaya başladılar. Biz de Emarsys olarak müşterilerimize sunduğumuz tüm hizmetlerde esas olarak, müşteri bağımlılığına yönelik çalışmaların nasıl optimize edileceğini esas alıyoruz. Kurumlara, müşterilerini en iyi şekilde tanımaları için gereken tavsiye sistemleri ve müşteri zekası gibi ürünlerimizi sunuyoruz. Bu yolla doğru stratejilerin uygulanıp, yüksek geri dönüşler alınmasını ve tüketicilerin, kurumlardan gelen iletileri almaya devam etme isteğinin devamlılığını sağlıyoruz. 

İzin alabilmek için şirketler nasıl yöntemler ve stratejiler geliştirecek? Dünyada bu engellemelere karşı farklı uygulamalar var mı? Türkiye’ye bu uygulamaların geleceğini öngörüyor musunuz? 

Türkiye, istenmeyen elektronik postaların ve dijital iletilerin en çok gönderildiği ülkelerin başında geliyor. Müşterilerinin kendilerine verdikleri kişisel bilgileri, farklı amaçlarla kullanan çok sayıda kurum bulunmakta. İzinli pazarlama anlamında bakıldığında, dünyada belirlenen iki sistem mevcut. İlki ileti göndermeden önceden izin alma koşuluna dayanan “opt-in”, diğeri ise herhangi bir mesajı “bundan sonrası için almayı reddetme hakkı” olarak tanımlanan “opt-out”. Yeni düzenleme ile birlikte artık opt-out olarak çalışan sistem değişecek ve bundan böyle SMS, e-posta vb. bir kanaldan atılan iletiler için önceden izin alma şartı getirilecek. Önceden izin alınmadan gönderilen iletiler için para cezası ödenecek. Toplum gönderimlerde bu cezalar katlanarak artacak. 

Yeni düzenleme ile birlikte e-ticaret kurumlarının tüketici haklarına saygı duyması artık bir zorunluluk haline gelecek. Kişisel bilgilerin sadece belirli amaçlarla, o da sadece izinli olarak kullanılması ile tüm kurumlar ister istemez pazarlama stratejilerini buna dayalı olarak kuracaklar. İzinli pazarlama kavramı, Türkiye’de kendine yeni bir alan daha bularak yerleşik konuma geçecek. Bu da e-ticaret başta olmak üzere tüm sektörlerin geleceğe doğru daha emin adımlar atması ve sağlıklı büyümesini sağlayacak. 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here