Dijital dönüşüm iş hayatını nasıl etkileyecek? 

Dünyanın özellikle son 20-30 yıl içerisinde yaşadığı büyük değişim ve teknolojinin geldiği noktayı göz önüne aldığınızda, bugün hayatımızın önemli bir kısmının matematikle çevrili olduğu söylemek yanlış olmaz. Bu durum, iş ve özel yaşamımızın tamamını kapsayan bir alana yayılmış durumda. Bu alanda çalışanlar da önemli ve büyük bir kitle. Çalışan anne, çalışan baba, freelancer çalışan, sabit ücretli çalışan, tüketici, yönetici ve benzeri birçok kavram ile dijital dünyanın içinde. Bu büyük ve önemli kitle, dijital alanı son 10 yıldır oldukça etkin şekilde kullanıyor. Dijitalleşme süreci, dijital çalışanı da yarattı diyebiliriz. Çalışanlar dijital dünyanın bir parçası ve söylemleri, yorumları, tepkileriyle iş-çalışma dünyasına ve dijital dünyaya önemli katkılar sunuyor ve bu dünyanın şekillenmesinde önemli rol oynuyorlar. Dönüşüm sonrasında artık teknolojiye adaptasyon sorunu yaşamayan, yenilikleri yakından takip eden, popüler iş yazılımlarını kullanabilen, aynı anda birden fazla işe odaklanıp hızlıca sonuç alan kişiler iş dünyasında çoğalacak.

Ofis ortamından paylaşımlı ofislere geçildiği, çalışanların toplantılarını ağırlıklı olarak online yapacağı, mobil olunduğundan mesafelerin anlamsızlaşacağı, ofisteki işlerin takibini kolaylaştıran yazılımların artacağı, 3D yazıcılar sayesinde ürünlerinizi yurtdışına göndermeden sadece yazılımı e-posta ile gönderip siparişlerin alınacağı, şirketlerin çalışanlarını bir firmanın ofisine gönderip belli konularda eğitim aldırmak yerine online eğitim paketleri ile onların gelişimine katkıda bulunacağı, çok daha hızlı, paylaşımcı ve daha üretken bir çalışma dünyası bizleri bekliyor. 

Türkiye’de iş dünyası dijital büyük dönüşümün ve yükselişin neresinde?

Geride bıraktığımız 15 yıllık süreçte öncelikle internetin, ardından internetin en çok vakit geçirilen alanlarından olan dijital dünyanın fikirlerimizi, alışkanlıklarımızı, çalışma biçimlerimizi, iş süreçlerini ve satın alma davranışlarımızı etkilediği yeni bir dönemin başladığına tanık olduk. Bu yeni dönemde, web dünyası ve sosyal ağlar aracılığıyla yakın çevremizi kısacası kendi iş çevremiz ve özel hayatımızla olan iletişimimizi dönüştürürken, tüketici ve çalışan kimliğimizle de kurumları, iş-işveren ilişkilerini, ürün ve hizmetleri şekillendirmeye başladık. Dijital dünyanın gelişimi ülkemizde birçok sektörü etkiledi ve dönüştürdü. 

Dünya dijital uygulamalara ve platformlara doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Büyük bir değişimden ve yenilenmeden söz ediyoruz. Bu değişim, istesek de istemesek de Türkiye’yi de içine alıyor ve burada faaliyet gösteren yerel ya da küresel kurumlar dijital dönüşüm özelinde çeşitli adımlar atmaya başladılar. 

İş dünyasındaki insan kaynakları olmak üzere birçok departmanda yazılımlar ya da büyük yatırımlar yapılarak satın alınan programlara daha sık rastlıyoruz artık. Özellikle dijitalle dönüşmeye başlayan insan kaynakları konuya fazlasıyla hakim olmaya başladı ve çok sayıda çalışma yapıyorlar. Farklı sektörlerden birçok kurum insan kaynakları, pazarlama, satış ve yönetim alanında sahip oldukları dijital altyapılarını daha sağlıklı hale getirerek, çalışma süreçlerini buna göre organize etmeye başladılar. Sayı her geçen gün artıyor ve artmaya da devam edecek. 

Hangi sektörler dijital dönüşümden en çok etkilenecek sektörler olacak?

Dijitalleşme artık kaçınılmaz bir süreç. İş hayatının tüm süreçlerine işlenen dijitalleşme tüm sektörleri, büyük ve küçük tüm firmaları etkileyecek. Özellikle de Türkiye ekonomisinin itici gücü olan ve son dönem verilerine göre ülkemizde işletmelerin yüzde 99,77’sini oluşturan KOBİ’leri… KOBİ’ler her ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de son derece önemli bir yere sahip. 4. Sanayi Devrimi ile başlayan dijital dönüşüm, sadece büyük firmaları etkilemeyeceğinden, dijitalleşme KOBİ’ler için tercih değil zorunluluk olacak.

Şirketler dijital altyapılarını nasıl daha sağlıklı hale getirebilir? 

Şirketler, dönüşümün getireceği değişimlere hazır olduklarını düşündükleri anda buna girişmeli ve üst yönetimin %100 desteğini almalıdır. Dijital dönüşüm sadece teknolojik değişimler yapmak anlamına gelmiyor, aynı zamanda her alanda yenilikçi olabilmek anlamına geliyor. Dijital dönüşüme başlarken öncelikle dijital stratejiler belirlenmeli, buna uygun teknolojik altyapı oluşturulmalı, gereken bölümlerde iş yapış şekilleri sadeleştirilmeli ve güvenlik ile ilgili maksimum düzeyde önlemler alınmalıdır. Burada IK departmanlarına da fazlasıyla iş düşüyor. Bu dönüşüme ayak uydurabilecek kişilerin işe alınması ve mevcut kadronun eğitimlerle gereken seviyeye getirilmesi, öncelikli konular olmalı ve çalışanlara her türlü desteğin verilmelidir. Bu sürecin hemen bir günde olmayacağı unutulmamalı, bu anlamda yaşanan deneyimlerin paylaşılması ve herkesten belirli dönemlerde geri bildirimler alınmalıdır.

Yönetim süreçleri dijital dönüşüme göre nasıl organize ediliyor? Doğrular ve yanlışlar neler?

Burada göze çarpan üç ana nokta var, ilki işin üstlenilmesi, ikincisi bilgi birikimi, sonuncusu ise iletişim yönü. Şirketlerde yöneticilerin dönüşümü üstlenmesi ve burada yapılacak projelere liderlik etmesi gerekiyor. Çünkü bu delege edilemeyecek kadar önemli bir konu. Dijital ile alakalı her gün yeni bir gelişme yaşanıyor ve zaman zaman bilgi konusunda sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden konuyla alakalı yayınların, gelişmelerin iyi takip edilmesi ve güncel kalınması şart. Dijitalleşmeyle birlikte iletişim kanallarının sayısının her geçen gün artmasına ragmen, bu kanalların çok verimli kullanılmadığını gözlemliyoruz. Bu yaygın yapılan yanlışların başında geliyor. Dolayısıyla bu konulara da önem verilmesi, hangi mesajın hangi kanaldan ne şekilde verileceğinin iyi tespit edilmesi gerekiyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here