Sosyal medya, Y ve Z kuşağı …

Sosyal medya, kullanıcılarına karşılıklı paylaşım imkanı sağlamanın yanı sıra kişisel veya gruplar halinde medya içeriği oluşturma olanağı da sunan dijital bir evren. Bugün dünya genelinde 1.8 milyar kişi sosyal medya ağlarını kullanıyor. En yaygın sosyal ağlarından biri olan Facebook’un kullanıcı sayısı 1.3 milyardan fazla durumda. Hey ay 284 milyon Twitter kullanıcısı aktif olarak hesabını yönetiyor. Facebook kullanıcılarının %68’i mobil şekilde hesaplarına ulaşıyor.

Ülkemizin de sosyal medya ve internet kullanımında bir hayli aktif olduğunu söyleyebiliriz. 77 milyon nüfuslu ülkemizin 40 milyona yakını aktif internet kullanıcısı. Türkiye’de toplamda 40 milyon sosyal medya hesabı bulunuyor. Ülke olarak günde ortalama 4 saat 37 dakikayı internette, bunun 2 saat 56 dakikasını da sosyal medyada geçiriyoruz. En çok kullandığımız sosyal ağlara bakıldığında ilk üç sırayı Facebook, Twitter ve Google Plus alıyor. Bu üçlüyü Instagram, Linkedin ve Pinterest takip ediyor.

Akıllı telefon kullanımın yaygınlaşması ile birlikte sosyal ağların ve internetin mobil üzerinden kullanımı da arttı. Ülkemizde, mobil internet kullanıcı sayısı 32 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu büyük evrenden yani sosyal medyadan önce, tek dünya gerçekliği ile yaşamımızı sürdürüyor, kimliğimizi veya ürettiğimiz ürün ve hizmetleri bu dünya üzerinden etkileşim halinde olduğumuz bireyler ya da kitlelerle buluşturuyorduk. Ancak geride bıraktığımız 15 yıllık süreçte öncelikle internetin, ardından internetin en çok vakit geçirilen alanlarından olan sosyal medyanın fikirlerimizi, alışkanlıklarımızı ve satın alma davranışlarımızı etkilediği yeni bir dönemin başladığına tanık olduk. Bu yeni dönemde, web dünyası ve sosyal ağlar aracılığıyla yakın çevremizi kısacası kendi evrenimizle olan iletişimimizi dönüştürürken, tüketici kimliğimizle de kurumların sunduğu ürün ve hizmetleri şekillendirmeye başladık. 

Bir başka deyişle sosyal medya, günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğinden beri, alışkanlıklarımız da kökten değişti, neredeyse her anımız 7/24 online hale geldi. Aynı zamanda bu mecralarda gerçekleştirdiğimiz tüm eylemler neticesinde kendimizle ilgili birçok veriyi de farkında olmadan ardımızda bırakmaya başladık.

Ancak tüm bu istatistiklere ve mevcut duruma rağmen, sosyal medya yönetimi ve iletişimiyle ilgili bir adım daha öteye gitmemiz gerekiyor. Sosyal medya ile gerçekliklerin ve hayatımızın merkezinde olmasının yanı sıra özellikle sosyal ağları etkin bir şekilde kullanan, yaşamının bir bölümünü sosyal medya evreninde sürdüren, iş dünyası ve markalar için büyük önem taşıyan ve 2020 yılı itibariyle harcama gücünün büyük bölümüne sahip olacak Y kuşağının davranış kalıplarını ve beklentilerini bilmek de oldukça önemli durumda. 

Dünya nüfusunun %25’ini, Türkiye nüfusunun ise %35’ini oluşturan, markaları kendilerinin bir yansıması olarak gören Y kuşağı tüketicilerinin beklenti ve yaklaşımlarına göz attığımızda:

  1. Çabuk sıkılan ve kararları hızlı değişkenlik gösteren Y kuşağı için alışveriş, ihtiyaçların temin edilmesinden çok sosyal bir aktivite olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla, markaların Y nesline eğlenceli alışveriş imkanı sunması önem taşıyacak.
  2. Sosyal medya, web siteleri, arama motorları, arkadaşların önerileri, aile ve ürün inceleme web siteleri, Y kuşağının satın alma davranışlarını etkileyen faktörlerin başında geliyor. Bu durum, müşteri memnuniyeti sağlamayı öncelik olarak gören firmaların, WOM (ağızdan ağıza pazarlama) etkisinden faydalanmayı sürdüreceklerini ortaya koyuyor.
  3. Y kuşağı üyelerinin %50’si arkadaşlarının onaylamadığı bir ürün ya da hizmeti satın almayacaklarını belirtiyor. Kuşak, çevresindekilerin önerilerine kulak verirken aynı zamanda çevresinde bulunan diğer bireylerin de satın alma davranışlarını etkiliyor.
  4. Güvenilirliğe ve şeffaflığa önem veren Y kuşağı tüketicileri, teknoloji ve bilgiye oldukça hâkim olmaları dolayısıyla sürekli sorguluyor ve araştırıyor. 
  5. Y kuşağının %95’i düzenli olarak akıllı telefon kullanıyor ve internette diğer kuşaklardan çok daha fazla zaman harcıyor. Y kuşağının internet popülasyonu içindeki oranı yüzde 55’in üzerinde. Bu oranlar, mobil web sayfası ve mobil aplikasyonlara sahip olan şirketlerin ve markaların rekabette öne çıkacağını gösteriyor.
  6. Y kuşağı, deneyimledikleri ürün ya da hizmetler hakkında yorum yaparak şikayet ya da memnuniyetlerini belirtmeyi seviyor.
  7. Y kuşağı, e-posta ve SMS ile iletişim kurmayı yüz yüze görüşmeye tercih ediyor. Dolayısıyla, kişiye özel iletiler gönderen markalar müşteri bağlılığı yaratacak.
  8. Fikirlerine değer verildiğini görmek Y kuşağının kalbini kazanmakta büyük önem taşıyor. 
  9. Y kuşağı için herhangi bir markanın online satış özelliğinin bulunmamasını büyük eksiklik olarak görüyor.
  10. Özgür ve dahil edildiğini hissettiren, çok yönlü, basit, net, kolay anlaşılır, dürüst, şeffaf, samimi ve faydacı yaklaşımlar, Y kuşağına dokunan noktalar arasında öne çıkıyor.

Eğer şirketler, iletişimin iki yönlü olduğu, eğitim, kariyer, iş, eğlence, sanat, politika, aktivite ve etkinlik, sağlık, yaşam gibi sayamadığımız bütün alanlarda gerçekleştirdiğimiz eylemleri paylaştığımız sosyal medyayı ve sosyal medyayı yaşamlarının merkezine koyan ve yukarıda özelliklerini maddelediğimiz Y neslinin davranışlarını ve beklentilerini anlayamazlarsa, teknolojinin içine doğan Z kuşağına dokunamayacaklar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here