Mobil dünyanın gelişimi ve değişimiyle, perakende sektörü başta olmak üzere birçok sektör, markalar ve tüketiciler değişim gösteriyor. Hindistan’daki en büyük e-ticaret sitelerinden birisi olan Flipkart’ın gelirinin bir çoğunun mobil aplikasyondan geldiğini ölçümlemesinin ardından web ve mobil sayfasını kapatma kararı aldığını, ABD’de fiziksel mağaza ziyaretçi sayılarına göz attığımızda 2010 yılında 38 milyar olan ziyaret sayısının, 2014’te 18 milyar ziyarete düştüğünü, fiziksel mağaza cirolarının ise 2010’da 641 milyar dolar iken 2014’te 737 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. Bu verilerden tüketicinin alışverişini mobil cihazları kullanarak yaptığını, eğer fiziki bir mağazadan alışveriş yapacaksa da mobil cihazdan araştırıp birçok mağaza gezmek yerine belirlediği mağazaya gittiğini gözlemliyoruz. 

Ek olarak, dünya genelinde 300 milyar dolar olan mobil ödeme tutarının, önümüzdeki 3 yıl içinde 700 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Sektörlerin önde gelen kurumsal şirketleri hızla mobile yatırım yapıyor, mobil uygulama geliştiren şirketlerin sayısı artıyor. Mobilitenin hayatımızdaki öneminin artması, satış kanallarının çeşitlenmesi, lokasyon bazlı bilginin çığ gibi büyümesi ve makinaların başka bir makina ile konuşmasının (machine to machine) başlaması sonucunda yeni dönemde de bu alana yapılacak yatırımların artacağını öngörüyoruz. 

Günümüzde henüz çok yeni olsa da bazı şirketler, mobil aplikasyonlar sayesinde elde edilen geliri ölçme konusunda da yol almış durumda. Böylece mobilin etki alanı daha net görme olanağını da yakalamaya başlıyoruz. 

Peki, tüm bu gelişmeleri tetikleyen ne oldu? 

Özellikle büyük veri kavramının hayatımıza girmesiyle ve müşterilerinin çoğunluğunun mobil platformlarda vakit geçirdiğinin farkına varıp, mobil çağ ve mobil pazarlamanın önemini fark ettik. 

Tüm bunların yanı sıra fark etmemiz gereken bir diğer gerçeklik ise, çeşitlenen satış kanallarının yanı sıra pazarlama kanalları ile ulaşacağımız ve temas edeceğimiz hedef kitlelerin de, eskisi gibi olmayacağı idi… Özellikle, iş dünyası ve markalar için büyük önem taşıyan ve 2020 yılı itibariyle harcama gücünün büyük bölümüne sahip olacak Y kuşağının davranış kalıpları ve beklentileri oldukça farklı. Eğer Y neslinin davranışlarını, özelliklerini ve beklentilerini anlayamazsak, teknolojinin içine doğan Z kuşağına dokunamayacağız.

Bu yeni dönemde şirketler, çabuk sıkılan ve kararları hızlı değişkenlik gösteren, güvenilirliğe ve şeffaflığa önem veren, %95’i düzenli olarak akıllı telefon kullanan ve internette diğer kuşaklardan çok daha fazla zaman harcayan, deneyimledikleri ürün ya da hizmetler hakkında yorum yaparak şikayet ya da memnuniyetlerini belirtmeyi seven, e-posta ve SMS ile iletişim kurmayı yüz yüze görüşmeye tercih eden bir kitleye dokunmaya ve onları kazanmaya dönük adımlar atacak.

Önümüzdeki 2 yılda Türkiye’deki internet bağlantılarının yüzde 90’ı mobil cihazlardan olacak. Şirketler, bu gerçeklik ekseninde, hedefledikleri kitlelere dokunmaya çalışırken; mobil cihazlara uyumlu web sayfası ve e-posta içerikleri daha fazla önem kazanacak, mobilde yapılan hedefleme çalışmaları ön plana çıkmayı sürdürecek. Herkese aynı mesajı gönderen firmaların satış anlamında fazla şansı yokken, kişiye özel e-posta gönderenlerin okunma ve geri dönüşüm oranları artmaya devam edecek. Pazarlama ve satış başta olmak üzere tüm stratejilerini veri odaklı yapan kurumlar, rekabette bir adım öne geçerek hem verimliliklerini ve karlılıklarını artıracak hem de kişiye özel mesaj gönderdikleri için farkındalık yaratacak. Web sayfasını ziyaret eden müşterileri binlerce ürün ile boğmadan en uygun ürünü sunup sitede daha fazla zaman geçirmesini sağlamak, “Tavsiye Sistemleri” sayesinde artık daha kolay hale gelecek. Tavsiye sistemleri gelecekte dijital ve mobil pazarlamanın önemli unsurlarından biri olacak.

Ayrıca, dijital dünyada sosyal medya gibi kanalları yoğun olarak kullanan yeni nesil tüketiciler için, fiziksel dünya ile dijital dünya arasında bağ kuran Beacon teknolojisi de büyük önem taşıyacak.

İlerleyen günlerde e-ticaret sitesi yöneticisi ile mobil e-ticaret yöneticisi gibi iki farklı görev tanımı ile karşılaşma olanağımız da bulunuyor. Çünkü desktop ve mobil üzerinden gelen tüketicileri daha iyi anlamak için farklı departmanlar kuruluyor. Henüz Türkiye’de görmediğimiz bir uygulama ancak gelecekte bu tip bir departman ayrımı ile karşılaşmamız çok olası…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here