Bir e-ticaret sitesi kurmak bir gemiyi denize indirmeye benzer. Bu aşamadan sonra önemli olan doğru rotayı çizmek ve adım adım ilerlemektir. Markanın temelini atmak için gerekli adımlar da siteyi kurduktan sonraki kritik günlerde atılmalı. Başlangıçta tamamlanan her bir süreç yavaş yavaş markanın geleceğini şekillendirir. Dolayısıyla dijital dünyada etkili ve ihtiyaca uygun bir yol haritası belirlemek, girişim yolculuğunun yönünü belirleyen bir pusula gibidir. Pusulasız yola çıkan bir geminin rotasını kaybetmesi gibi plansız bir e-ticaret girişimi de rekabetin dalgaları arasında savrulabilir.
Bu noktada yeni bir e-ticaret sitesi kurarken özellikle ilk 30 günde yapılması gerekenlerin bilinmesi çok önemli. Siz de girişim yolculuğunuzda atmanız gereken adımları detaylıca öğrenmek ve pusulanızı doğru yöne çevirmek istiyorsanız gelin, bu sürece yakından bakalım.
Dijital Vitrin: İşletmenizin Geleceği Neden Burada?
Alışverişin rotası her geçen gün biraz daha değişiyor: İnsanlar artık fiziksel bir mağazaya giderek ürün denemek ve satın almak yerine parmaklarının ucunda açılan dijital vitrinleri tercih ediyor. E-Ticaret sitelerinden online alışveriş yapma eğiliminin artması, tüketicilerin pratik ve zaman kazandıran alışkanlıklara ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi. Bu dönüşüm girişimciler için de pek çok fırsatın kapısını aralıyor. Çünkü e-ticaret geleneksel bir mağaza açmanın yüksek maliyetlerine kıyasla daha düşük bütçelerle geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlıyor.
Peki, çoktan başlayan bu dönüşüm yolculuğunun bir parçası olmak ve e-ticaret dünyasında güçlü bir yer edinebilmek gerçekten mümkün mü? Evet! Doğru stratejilerle ilerlediğinizde çok kanallı satış modelleriyle farklı müşteri gruplarına ulaşmanız, markanızı tanınır hâle getirmeniz ve satışlarınızı beklentinizin üzerine çıkarmanız mümkün.
Tüm bunların sonucunda sadık bir müşteri kitlesi oluşturabilir ve marka bilinirliğini artırabilirsiniz. Tabii ki bu süreç e-ticaret sitesini kurar kurmaz kendiliğinden tamamlanmaz. Tıpkı bir geminin pusulasına güvenerek rotasında ilerlemesi gibi bu sürecin etkili yürütülebilmesi için ilk 30 günde dikkatle atmanız gereken 15 kritik adım var. Şimdi gelin, bu adımları tek tek inceleyelim.
1. ve 10. Gün Arası: Dijital Geminizi Sağlam Bir Limana Demirleyin
E-Ticaret sitesi kurmak sürecin en kolay ama en önemli aşamalarından biri olabilir. Bu temeli sağlamlaştıracak hamleler yapmak için sürecin neler getirebileceğini biraz da olsa öngörmelisiniz. Örneğin siteyi kurar kurmaz satışların artacağı düşüncesi çoğu zaman bir yanılgıdır. Daha gerçekçi bir bakış açısıyla hareket edilmeli, e-ticaret sitesini kurduktan sonraki 10 gün sitenin altyapısını oluşturmaya ve kullanıcı deneyimini iyileştirmeye odaklanılmalı.
1. Adım: Teknik Altyapı Güçlendirilmeli
E-Ticaret sitenizin teknik altyapısı uzun vadeli planlarınıza uyum sağlamalı, ihtiyaçlarınıza ve taleplerinize karşılık verecek nitelikte olmalı. Bu nedenle domain ve hosting seçimini doğru yapmalı, güvenilir ve hızlı sunucuları tercih etmelisiniz. Eğer siteniz yavaş çalışıyor, ödeme hatası veriyor ya da mobil uygulamada giriş yapılamıyorsa müşterinin sayfayı terk etmesi sadece saniyeler alır. Böyle bir durumla karşılaşmamak için dikkat etmeniz gereken bazı teknik unsurlar var:
- Mobil Uyum: Farklı alanlardaki birçok işlemin internet üzerinden yapıldığını göz önünde bulundurduğumuzda mobil uyumlu olmayan bir sitenin kullanıcıların ilgisini çekmeyeceği söylenebilir. Dolayısıyla mobil deneyimi önceliklerinizden biri hâline getirmeli, sitenizin mobil uygulamada sorunsuz çalıştığından emin olmalısınız.
- Site Hızı: Sitenizin ne kadar hızlı olduğu da en az mobil uyumlu olması kadar kritik bir detay. Kullanıcılar siteye giriş yaptıklarında saniyeler içinde sayfaların arasında geçiş yapabilmeli. Bu süre beklenenden uzun olursa kullanıcı siteyi terk eder ve beklenen satış gerçekleşmez. Sitenizin yeterince hızlı olması için sadeleştirilmiş bir tasarım kullanabilirsiniz.
- SSL Sertifikası: Bir başka önemli faktör sitenizin SSL sertifikasının olup olmadığı. “https://” ile başlayan protokol sitenizin güvenilir olduğunu gösterir. Bu sertifikaya sahip olmayan sitelere giriş yapan ziyaretçiler “Güvenilir değil.” uyarısıyla karşı karşıya kalabilir ve siteyi hızla terk edebilir.
- Testler: Tüm alışveriş sürecinin doğru ve eksiksiz ilerlediğinden emin olmak için sitenizi hem mobilde hem farklı tarayıcılarda birkaç teste tabi tutmalısınız. Yaptığınız bu kontrollerin sonucunda sitenizin teknik altyapısı daha da güçlenmiş şekilde bir sonraki adıma geçmeye hazır olursunuz!
2. Adım: Güvenilir Kargo ve Ödeme Sistemleri Kurulmalı
E-Ticarette kullanıcıların hassas olduğu iki nokta vardır: Kargo ve ödeme aşamaları. Müşteriler tıpkı fiziksel mağazada olduğu gibi internet alışverişinde de güvenilir bir teslimat ve ödeme deneyimi yaşamak ister. Satışlarınızın artmasını sağlamak için bu sistemlerin güvenilirliğinden ve verimliliğinden emin olmalısınız. Bu konuda göz önünde bulundurmanız gerekenler şu şekilde:
- Öncelikle sitenizin online ödeme alabilmesi için sanal POS sisteminin olması gerekir. Yeni bir girişimciyseniz müşterilerinize iyzico, PayTR, Shopier gibi ödeme sağlayıcılarıyla kredi kartı, banka kartı ve kapıda ödeme seçeneklerini sunabilirsiniz.
- Bir diğer kritik adımsa kargo süreci. İnternet alışverişinin olmazsa olmazı hızlı, güvenilir ve sorunsuz bir teslimat sürecidir. Müşteri memnuniyetini doğrudan etkileyen bu aşamada yapmanız gereken güvenilir bir kargo firmasıyla anlaşmak ve güçlü bir kargo altyapısı oluşturmak. Örneğin İstanbul içi siparişlerde 24 saat içinde teslimat yapan bir firmayla çalışmak müşterinizin deneyimini büyük ölçüde iyileştirir. Birçok kargo firmasının e-ticaret sitelerine sunduğu indirimli hizmetlerden yararlanarak maliyet avantajı da sağlayabilirsiniz.
3. Adım: İşletme ve Ürün Bilgileri Açıkça Sunulmalı
Sitenizde yalnızca ürünlere değil, işletmeniz hakkındaki temel bilgilere de yer vermeniz profesyonel bir görünüm kazanmanızı sağlar. Eksik bilgiler profesyonellikten uzak bir izlenim verebilir ve güven kaybına yol açabilir. Peki, markanın kimliğini de güçlendiren bu temel bilgiler neler?
- “Hakkımızda” Bölümü: Sitenize işletmenizi ve markanızı kendi cümlelerinizle anlattığınız bir “Hakkımızda” bölümü eklemelisiniz. Burada sadece markanın kuruluş tarihini ya da genel bilgilerini paylaşmak yerine markanın hangi değerlerle hareket ettiği ve nasıl bir hikâyesinin olduğu gibi bilgilere yer vermelisiniz. Örneğin “2020 yılından bu yana doğal içerikli kozmetik ürünler üretiyoruz. Her formülümüzde doğadan ilham alıyor, sürdürülebilirlikten ödün vermeden cilt dostu çözümler sunuyoruz.” şeklinde başlayan bir tanıtım, müşteriyle işletmenin arasında bir güven köprüsü kurmayı kolaylaştırabilir. Marka dili daha samimi bir anlatımın üzerine kurulacaksa “2020’de küçük bir atölyede başladık yolculuğumuza.” şeklinde bir giriş cümlesi yazılabilir.
- İletişim Bilgileri: Ziyaretçiniz size ulaşmak istediğinde iletişim bilgilerinizi kolayca bulmalı. Ayrıca iletişim bilgileri bölümünde e-posta adresi, telefon numarası, WhatsApp hattı ve sosyal medya hesapları gibi alternatifler yer almalı. Çünkü farklı tüketici gruplarının iletişim tercihleri de birbirinden farklı olabilir. Örneğin genç bir kullanıcı size Instagram üzerinden DM yoluyla ulaşmayı, kurumsal bir müşteriyse e-posta göndermeyi tercih edebilir.
- Gizlilik Politikası ve Yasal Metinler: Müşterileriniz ürün satın alırken belirli kişisel bilgilerini sizinle paylaşacağından sitenizde bu bilgilerin nerede ve nasıl saklandığını açıklayan net bir gizlilik politikasına yer vermelisiniz. Ayrıca bu aşama KVKK kapsamında da yasal bir zorunluluktur. Ön bilgilendirme yapma yükümlülüğünün gerekliliklerini karşılayan Mesafeli Satış Sözleşmesi de sitenizde yer almalı.
- İade ve Teslimat Koşulları: Siparişten sonraki süreçleri netleştirmek için iade ve teslimat koşullarının yer aldığı bir bilgi ekranı oluşturmalısınız. Bu sayede akıllardaki birçok soru işareti ortadan kalkar ve müşteri memnuniyeti artırılabilir.
- Sıkça Sorulan Sorular: Bu sayfanın amacı müşterilerin sorabileceği temel soruları önceden cevaplayarak aynı soruların tekrar tekrar sorulmasını engellemektir. İyi kategorize edilmiş bir “SSS” bölümü iletişim trafiğini azaltmasının yanı sıra markanın daha profesyonel bir imaj oluşturmasını da destekler.
4. Adım: SEO Teknikleri Kullanılmalı
Dijital pazarlamada marka bilinirliğini artırmak ve arama motoru sonuçlarında üst sıralarda yer almak için SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) oldukça kritik bir faktör. SEO uyumlu içerikler ve başlıklar; organik trafiği, müşteri potansiyelini ve satışları gözle görülür şekilde artırabilir. Bu konuda dikkat etmeniz gereken birkaç adım var:
- Müşterilerin ürünü nasıl aratacağını tahmin ederek satışa sunacağınız ürün için SEO uyumlu bir başlık belirlemelisiniz. Ürünün türü, rengi ve materyali hakkında bilgileri içeren “Kadın Beyaz Deri Sandalet” gibi başlıklar aramalarda daha kolay bulunabilir.
- Ürün açıklamasını da tıpkı başlık gibi ürünün teknik özelliklerini kapsayacak şekilde ve özgün bir metinle vermelisiniz. Aksi durumda Google kopyalayapıştır yapılan içerikleri tespit edebildiği için arama sonuçlarında üst sıralara çıkma şansınızı düşürebilirsiniz. Her ürün için benzersiz bir hikâye yaratmanız da hem arama motoru hem kullanıcı tarafından daha iyi algılanmanızı sağlar.
- Görsel seçimlerinin de SEO’ya katkısı büyüktür. Yüksek çözünürlüklü ve sade fotoğrafları tercih etmelisiniz. Ürünlerin kullanım sırasındaki fotoğrafını göstermeniz de müşteriyi ürün deneyimini hayal etmeye ve satın alma kararı almaya teşvik edebilir. Özellikle giyim, aksesuar ve dekorasyon gibi kategorilerde satış yapılacaksa kullanım anında farklı açılardan çekilen görsellere yer verilmeli.
- URL yapınız SEO uyumlu olmalı. “www.siteismi.com/3950325sandalet” gibi karmaşık ifadeler yerine “www.siteismi.com/kadin-beyaz-sandalet” gibi anlamlı ve net ifadeler içermeli.
5. Adım: Google Analytics ve Search Console’un Önemi
Ziyaretçilerin sitenize nereden ulaştığını, en çok hangi sayfalarda gezindiğini ve hangi ürünlerle ilgilendiğini öğrenmelisiniz. Bunun en etkili yollarından biri Google’ın ücretsiz araçları Search Console ve Google Analytics. Analytics ziyaretçi davranışlarını analiz etmenizi sağlarken Search Console sitenizin Google arama sonuçlarındaki performansını izler. Bu sayede hangi kampanyaların işe yaradığını, hangi ürün sayfalarını geliştireceğinizi, SEO stratejinizi nasıl optimize edeceğinizi daha kolay belirleyebilirsiniz.
11. ve 20. Gün Arası: Dijital Dünyada İzler Bırakın
Sitenizin gerekli altyapısını hazırlayıp 11. güne ulaştıktan sonra müşteri trafiğini artırmaya ve markanızı görünür kılmaya odaklanmalısınız. Peki, bunları nasıl başarabilirsiniz?
6. Adım: Sosyal Medyada Görünür Olun
Sosyal medya dijital dünyanın haber merkezi gibidir. İnsanlar aradıkları birçok şeyi sosyal medyada bulduğundan çeşitli platformlarda varlık göstermeniz müşteri kazanmak için iyi bir yöntemdir.
- Genç bir kitleye ulaşmak için TikTok,
- Görsel ağırlıklı paylaşımlar için Instagram,
- Uzun video içerikleri için YouTube,
- Profesyonel ağlara ulaşmak için LinkedIn,
- Hızlı bilgi paylaşımı için X (Twitter) ideal platformlardır.
Bu platformların hangisinde görünür olacağınız tamamen sizin elinizde! Bu kararı verirken hedef kitle ve ürün türü gibi unsurları göz önünde bulundurabilir, birden fazla platformda aktif olabilirsiniz. Örneğin canlı çiçek buketleri satan bir site TikTok’ta kısa buket yapımı videoları, YouTube’da 5-10 dakikalık “Çiçek Bakımı İpuçları” videoları paylaşabilir.
7. Adım: Paylaşımlar İçin İçerik Takvimi Oluşturun
Sosyal medyada var olmak tek başına yeterli değildir, düzenli olarak dikkat çekici içerikler paylaşmanız gerekir. Özellikle ilk paylaşımlar “Ben buradayım!” demenin etkili yollarıdır. Bu aşamayı daha verimli kılmak için iyi bir içerik planlaması yapmak gerekir.
Planlama aşamasının en önemli aracı içerik takvimidir. Hangi paylaşımı ne zaman yapacağınızı bilmek uzun vadede büyük rahatlık sağlar. Ayrıca sosyal medyada aktif olmak görünürlüğünüzü artırırken paylaşımları takvime sadık kalarak sürdürmek zamandan da tasarruf etmenizi sağlar.
Markanızı daha profesyonel ve güvenilir göstermek için şöyle temel bir içerik planıyla başlayabilirsiniz:
- Pazartesi: Instagram’da ürün tanıtımı gönderisi,
- Çarşamba: Müşteri yorumlarını içeren hikâyeler,
- Cuma: Eğlenceli veya bilgilendirici Youtube videosu.
8. Adım: E-Posta Abonelik Sistemi Kurun
Sitenizi kurup gerekli adımları teker teker yerine getirdikten sonra bile sepetini terk edip giden müşteriler mutlaka olacaktır. Bu durumu işletmenin lehine çevirmenin en etkili yollarından biri e-posta abonelik sistemini kurmak. Kaybettiğiniz potansiyel müşterileri e-posta abonelik sistemiyle tekrar sayfanıza çekebilirsiniz.
E-Posta abonelik sistemi müşterilerinizi kampanyalardan ve duyurulardan anında haberdar etmenizi sağlar. Ayrıca işletmeyle müşterilerin arasında güçlü bir bağ kurulabilir. Bu sistem sayesinde;
- Abonelik sistemine özel indirimler paylaşabilirsiniz.
- Yeni ziyaretçilere samimi bir “Hoş geldin” mesajı gönderebilirsiniz.
- Haftalık veya aylık ürün indirimlerini duyurabilirsiniz.
- Tamamlanmamış alışverişler için sepette kalan ürüne ilişkin hatırlatma gönderebilirsiniz.
Bununla birlikte çok sık gönderim yapmak olumsuz bir etki yaratabilir. Haftada 1 ya da 2 e-posta çoğu sektör için idealdir. Çok özel bir kampanya, lansman ya da önemli bir duyuru varsa ekstra bir e-posta atılabilir. Kişiselleştirilmiş e-postalar da (doğum günü indirimi, sepette ürün bırakma hatırlatması gibi) bu rutinlere ek olarak gönderilebilir.
9. Adım: Influencer Pazarlamasından Yararlanın
Influencer pazarlaması sosyal medyada kitle edinmiş kişilerin kişisel marka deneyimlerini takipçilerine aktardıkları bir pazarlama türü. Hedef kitlenin yaş, cinsiyet, ilgi alanı gibi farklı unsurları göz önünde bulundurularak yürütülmesi gereken bu pazarlama yöntemi, özellikle büyük çaplı reklam bütçesi olmayan işletmeler için büyük avantaj sağlar.
E-Ticarete yeni adım atarken 1.000-10.000 takipçisi olan nano influencerlarla ya da 10.000-100.000 takipçisi olan mikro influencerlarla iş birliği yapmak etkileşimi artırabilir. Takipçi sayısının nispeten daha az olduğu bu influencer grupları genellikle daha niş bir alana hitap ederler ve daha düşük bütçelerle çalışırlar. Bu nedenle küçük bir bütçeyle bile markayı hedef kitleye doğrudan tanıtma ve organik trafik yaratma konusunda etkili olabilirler.
Örneğin doğal sabun satan bir işletmenin 20 bin takipçisi olan bir “doğal yaşam” içerik üreticisiyle iş birliği yapması, 1 milyon takipçisi olan bir ünlüyle yapılan iş birliğinden daha büyük etki yaratabilir.
10. Adım: Reklam Kampanyası Başlatın
Artık sıra reklam yoluyla sitenizin görünürlüğünü artırmaya geldi. Bunu gerçekleştirmeden önce biraz arka plan çalışması yapmanız markanızın yararına olur. Reklam kampanyasının beklentiyi karşılaması için kendinize net bir hedef koymalısınız:
- Amacınız siteye trafik çekerek görünürlüğünüzü artırmak mı?
- Belirli bir ürünü tanıtmak mı?
- Yoksa doğrudan satışları artırmak mı?
Organik trafiği ve etkileşimi belirli bir seviyede tutabilmek bazen zordur. Sitenin arama motorunda iyi bir sıralaması olsa da ücretli reklamlara ihtiyaç duyulabilir. Google’da veya Instagram’da bir ürün arattığınızda üst sıralarda gördüğünüz sitelerin birçoğu da aslında reklam vermiştir. Dolayısıyla ücretli reklam kampanyaları işletmenin tanınırlığı açısından kritik rol oynar.
“Yeniden hedefleme” gibi reklam kampanyalarından da etkili şekilde yararlanabilirsiniz. Bu kampanya müşterilerin inceleyip satın almadığı ürünleri veya bu ürünlerin benzerini karşılarına çıkarmayı hedefler. Böyle kişiselleştirilmiş reklamlar satış dönüşüm oranını büyük ölçüde artırır.
21. ve 30. Gün Arası: Dijital Yolculuğunuzu Satışla Taçlandırın
E-Ticaretin zor ama bir o kadar da heyecan verici aşamasına geldik! Şimdi sıra her kullanıcıyı ve her tıklamayı bir fırsat olarak görmekte, bu fırsatı da etkili şekilde değerlendirmekte. Aslında bu aşamaya gelene kadar adım adım uygulayacağınız stratejiler satışa dönüşecek bu düzenin altyapısını oluşturdu. Bu düzeni satışa çevirmek de şimdi bahsedeceğimiz adımlardan geçiyor:
11. Adım: İlk Kampanyanızı Oluşturun
Birçok kullanıcı internet üzerinden alışveriş yaparken kararsızlık yaşar. Sepete eklenen ürünlerin satın alınanlardan daha fazla olması da yaygın görülen bir durumdur. Fiyat makul olsa da, ürün ilgi çekici görünse de dijital platformlardaki ürün çeşitliliğinin fazla olması gibi etkenler müşterinin satın alma kararını geciktirebilir.
Bu noktada müşterileriniz için zaman kotası koyduğunuz bir kampanya oluşturabilirsiniz. Sınırlı süreli teklifler kaçırma korkusunu (Fear of Missing Out/FOMO) tetikler. Çünkü insan beyni süresiz fırsatlara daha az tepki verirken süreli bir fırsatı yakalayamama dürtüsü bireyi hemen satın almaya yönlendirir. Bu stratejiyi uygularken;
- “Hemen Al!”,
- “Fırsatı Kaçırma!”,
- “Sadece 48 Saat Geçerli %20 İndirim!”,
- “İlk 50 Müşteriye Özel İndirim!” gibi harekete geçirici bir CTA (harekete geçirici mesaj) eklemeyi ihmal etmemelisiniz.
12. Adım: Müşterilere Sepet Hatırlatması ve Harekete Geçirici Bildirim Gönderin
Sitenizi ziyaret edip sepetine ürün ekleyen bir müşteri herhangi bir sebeple ürünü satın almaktan vazgeçmiş olabilir. Kişinin ilgisi dağılabilir, yeterince kullanıcı yorumu görmediği için vazgeçebilir ya da kargo ücreti gibi caydırıcı sebeplerle satın almayı erteleyebilir. Bu ihtimalleri göz önünde bulundurarak potansiyel müşteriyi kaybetmemek için marka olarak bir hamlede bulunmalısınız.
Böyle bir durumda e-ticaretin en yaygın yöntemi sepette ürün bırakan müşteriye sepet hatırlatması yapan bir bildirim ya da e-posta göndermektir. Hatırlatma mesajı harekete geçirici, samimi ve içten olmalı. Bunun yanı sıra sepete özel teşvik edici bir indirim veya kupon tanımlanırsa satın alma olasılığı artabilir. “Sepetiniz hâlâ sizi bekliyor! Alışverişinizi tamamlayın, sadece bugün geçerli %15 indirim kazanın.” gibi mesajlar müşterinin azalan ilgisini canlandırabilir.
13. Adım: Yorumların ve Puanlamanın Gücünden Yararlanın
Online alışverişte kullanıcıların en çok tereddüt yaşadığı konulardan biri güvenilirliktir. “Bu site gerçekten güvenilir mi?”, “Ürün gerçekten göründüğü gibi mi gelecek?”, “İade sürecinde sorun yaşar mıyım?” gibi sorulara diğer kullanıcıların yanıt vermesi daha ikna edicidir. Dolayısıyla müşteri memnuniyetini yansıtan değerlendirmeler, görseller ve yorumlar bir e-ticaret sitesinin olmazsa olmazıdır.
Bunun için ürün sayfalarının altına bir yorum alanı ve puanlama sistemi eklemelisiniz. Özellikle giyim ve aksesuar ürünlerinde müşteriler daha önce alışveriş yapan kişilerin yüklediği fotoğrafları ve yazdığı yorumları görmek ister. Bu ihtiyaca cevap olarak sayfanıza “Sizden Gelenler” bölümü ekleyebilirsiniz.
14. Adım: Reklam Performansınızı Analiz Edin
Bu aşamada artık odak noktanız satış yapmaktan çok bu satışı sürdürülebilir kılmak olmalı. Reklam verdikten sonra satışlarınızı analiz etmeniz ve rotanızı bu doğrultuda belirlemeniz uzun vadede sitenize artı değer katar. Reklam performansını analiz ederken şu verilerden yararlanabilirsiniz:
- Gösterim: Bir reklamın kaç kişi tarafından görüntülendiğini gösterir. Bu veri reklamın dijital ortamda ne kadar görünür olduğunu ortaya koyduğundan potansiyel kitlenize ulaşma kapasitenizi anlamanıza yardım eder.
- Tıklama Oranı (Click Through Rate/CTR): Reklamların veya içeriklerin toplam gösterimlerin tıklanmayla oranını ölçer. Örneğin 10.000 gösterimden 500 tıklama aldıysanız CTR %5 demektir. Google Ads için %2 üzeri CTR genellikle ortalamanın üstünde kabul edilir. Dikkat çeken metinler genellikle bu oranı artırır ve işletmenin kârlılığını önemli ölçüde etkiler.
- Tıklama Başına Maliyet (Cost per Click/CPC): Verilen reklama tıklama başına ödenen ücreti gösterir. Her tıklama için ne kadar ödediğinizi bilmek bütçenizi daha verimli kullanmanızı sağlar. Örneğin erkek gömleği reklamınızda CPC ₺1.50, kadın çantasındaysa ₺3.20 çıkıyor. Bu durumda erkek gömleği reklamı vermek kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayabilir.
- Dönüşüm Oranı (Conversion Rate/CR): Ziyaretçilerin hedeflediğiniz eylemi gerçekleştirme oranıdır. Bazı işletmeler için dönüşüm, siteye yönlendiren pop-up reklamlarla hedef kitleye ulaşma oranıyken bazıları için bir ürünün sipariş edilmesi ya da abonelik kaydının yapılması olabilir. Yani markalar için online faaliyetlerini ölçülebilir şekilde etkileyen eylemler dönüşüm olarak nitelendirilir. Bu oranı iyi analiz etmek stratejinizin etkinliğini anlamayı kolaylaştırır.
- Satın Alma Maliyeti (Cost per Action/CPA): Kullanıcıların belirli bir eylemi gerçekleştirmesi karşılığında reklam verenlerin ödediği maliyettir. Burada dikkate almanız gereken kritik nokta şu olmalı: Eğer müşteriyi kazanma maliyetiniz o müşteriden sağlanan kâr oranını aşıyorsa kampanyalarınızı optimize etmelisiniz.
Google Analytics ve Meta Business Suite raporlarını düzenli takip ederek en çok hangi reklamın katkıda bulunduğunu görebilirsiniz. Reklam kampanyalarınızı optimize etmek için çeşitli testler de yapmanız gerekir. Aynı ürünü farklı kampanyalarla kullanıcılara sunmak en çok fayda sağladığınız kampanyayı tespit etmenize yardımcı olacaktır.
Örneğin bir giyim mağazanızın olduğunu düşünelim. Aynı ürünü iki kampanyayla test ediyorsunuz:
- “%15 İndirim” Reklamı: 5.000 gösterimden 300 tıklama (%6 CTR) ve 15 satış getirdi.
- “İlk Siparişe Kargo Bedava” Reklamı: 5.000 gösterimden 600 tıklama (%12 CTR) ve 25 satış getirdi.
İkinci kampanya hem daha fazla tıklama hem daha fazla satış sağlamış demektir. Dolayısıyla bütçenizi bu reklama yönlendirmek uzun vadede daha verimli olur. Elbette kampanyanın performansını etkileyen başka faktörler de var. Reklam görseli, metin ve zamanlama gibi değişkenler de performans analizinde ve strateji belirlemede göz önünde bulundurulmalı.
15. Adım: İletişim ve Destek Sürecini Geliştirin
Müşteri markayı tek bir ürünle değil, tüm alışveriş süreciyle değerlendirir. Ürün müşterinin beklentisini tam anlamıyla karşılamasa bile iyi ve güvenilir bir iletişim müşterinin tekrar alışveriş yapma eğilimini artırabilir. Bunun aksine beklentiyi karşılayan bir ürüne ilişkin kusurlu bir iletişim ve destek süreci müşteriyi kaybettirebilir. Peki, bu süreci daha iyi yönetmek için neler yapmalısınız?
- Kargo sürecini hızlı ve güvenilir hâle getirmenin yanı sıra şeffaflığı da ön planda tutmalısınız. Müşterinize siparişin detaylarını ve kargo aşamalarını içeren bildirimler ya da e-postalar göndermek kullanıcı güvenini artırır. “Siparişiniz yola çıktı.” , “Siparişiniz teslim edildi.” gibi bildirimler müşterilere profesyonelce yürüten bir sürecin bir parçası olduklarını hissettirebilir.
- Aktif iletişim müşterilerin güvenini kazanmada kilit bir rol oynayabilir. Bunun için sitenize WhatsApp entegrasyonu gibi iletişim kanallarını eklemek, mümkünse bir canlı destek hizmeti sunmak faydalı olur.
- Destek süreci ne kadar hızlı olursa müşteri memnuniyeti de o kadar fazla olur. Hızlı iade süreci olumsuz bir deneyimi “markanıza duyulan güvene” dönüştürebilir. “Kolay İade Formu” ve “Koşulsuz 14 Gün İade” politikası gibi uygulamalar da kısa vadede iade oranını artırabilir ancak uzun vadede müşteri sadakatini güçlendirebilir.
- İlk siparişten sonra devamlılığın sağlanması için müşterilere çeşitli mesajlar ve bildirimler gönderebilirsiniz. “İlk siparişinizi değerlendirebilir misiniz?” gibi mesajlar göndermek, memnuniyet anketi hazırlamak ve bir sonraki sipariş için indirim kuponu tanımlamak gibi stratejiler müşteriyi markaya yakın hissettirir.
30 Günün Ardından E-Ticaret Yolculuğuna Genel Bir Bakış
Bu rehberde sıfırdan yola çıkarak bir e-ticaret sitesi kurduğunuzda 30 gün boyunca nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini adım adım ele aldık. Bir e-ticaret sitesi kurmak ve marka oluşturmak zaman zaman zor görünse de bu süreci sürdürülebilir kılmak mümkün. Artık biliyoruz ki e-ticaretteki ilk 10 gününüz temel alt yapıyı oluşturmaya odaklanmalı. Bu süreçte sitenizin Google’da nasıl görünür olacağına, ödeme ve kargo alt yapısını eksiksiz oluşturmaya önem vermelisiniz.
Ardından trafik oluşturmak için gereken pazarlama stratejilerini hayata geçirmeniz gerekiyor. İlk içeriklerinizi oluşturarak nasıl bir kitleye hitap edeceğinizi tespit etmeli, uygun reklam kampanyaları yürütmelisiniz. Son 10 gündeyse içeriklerinizi geliştirmeniz ve satış odaklı stratejiler uygulamanız, geminizi “sürdürülebilir başarı” limanına ulaştırabilir.
Unutmayın, 30 günlük e-ticaret yolculuğunuz teknik becerilerin yanı sıra doğru stratejileri doğru zamanda uygulama yeteneğinize de bağlı. Çünkü iyi bir site kurmak tek başına yeterli değildir, önemli olan bu siteyi gelişen ihtiyaçlara ve değişen pazar koşullarına uyum sağlayacak şekilde sürdürülebilir kılmaktır.
Siz de bu rehber ışığında doğru stratejilerle kendi e-ticaret yolculuğunuza adım atabilir veya mevcut işinizi büyütmek için planlama yapabilirsiniz. Unutmayın, pusulanız doğruysa fırtınalı bir rekabet ortamında bile hedeflerinize ulaşabilirsiniz!