Sevgili Dostlar,
Her hafta gönderdiğim haftalık bülteni uzun zamandan beri gönderemedim, sadece e-ticaret, dijitalleşme ve pazarlama ile alakalı dümdüz yazsam belki hayat daha kolay olurdu ama bunların hayatımıza olan etkilerinden de bahsediyor, gerçek hayatta neler oluyor bitiyor bunlara da kısa kısa değinmeye çalışıyorum.
Günlük hayatımızda olanlara bitenlere baktığımda e-ticaret şöyle olmuş, pazarlamada bunlar trend, gittiğimiz x şehirde şunları gözlemledik gibi şeyleri yazmak açıkçası zor geldi ama koşullar ne olursa olsun bizim yazmamız, çizmemiz, üretmemiz, emek vermemiz gerekiyor, o yüzden hem gündemdeki konuları hem de iş hayatındaki gelişmeleri kısa kısa size yazmak istedim.
E-Ticaret Sohbetlerine tam gaz devam ediyoruz, ekonomik koşullardan dolayı sponsor bulmak zorlaştığından her ay bizim gibi hem İstanbul hem de Anadolu’da e-ticaret ile alakalı etkinlik yapan firma maalesef kalmadı. Keşke ülkemizdeki e-ticaret ekosistemi de İngiltere, Almanya, ABD’deki gibi çok daha büyük olsa, böylece her ay farklı şehirlerde onlarca etkinlikler yapılsa, daha fazla insana ulaşılsa ama durumlar şimdilik böyle, inşallah yakında her şey daha farklı olur.
Ocak ayına kötü başlangıç yapan e-ticaret sektörü Sevgililer Günü sayesinde Şubat ayında biraz daha toparlandı, Mart ayında Ramazan’ın etkisiyle gene bir yavaşlama yaşandı ama bahar aylarında gene bir hareketlilik yaşanacak o kesin. 8 Nisan akşamı İstanbul’da yapacağımız E-Ticaret Sohbetlerinde hem gündemdeki konuları hem de dijital pazarlama, içerik pazarlama ve çok kanallı mesajlaşma hakkında sohbet edeceğiz, detaylı bilgi almak ve kayıt olmak için aşağıdaki resme tıklamanız yeterli.

Nisan ayının ikinci yarısında da Gaziantep’de olacağız. 21 Nisan akşamı E-Ticaret Sohbetlerinde birbirinden değerli markalarla e-ticaret ve e-ihracatta başarılı olmanın yolları hakkında sohbet edeceğiz. Bütün Gaziantep’li dostlarımızı bu etkinliklere bekliyoruz. Detaylı bilgi almak ve kayıt olmak için aşağıdaki resme tıklamanız yeterli.

22 Nisan Salı günü de gene Gaziantep’de E-Ticarete Başlıyorum adlı ücretsiz eğitimle herkese web sayfası yaptıracak, en iyi sayfayı yapana da e-ticaret altyapısı hediye edeceğiz. Detaylı bilgi almak ve kayıt olmak için aşağıdaki resme tıklamanız yeterli.

Pazarlama ile alakalı gelişmelere bakarsak son dönemde herkesin yapay zeka ile ilgilendiğini, bununla alakalı eğitim programlarının arttığını, firmaların yapay zeka ile otomasyonlar kurarak işlerini hızlandırdığını görüyoruz. Yapay zeka ile alakalı çokça platform var ama ChatGpt benim gördüğüm açık ara en popüleri ve en yaygın olanı, son çıkardığı 4o Image Generation ise bence görsel sorununu kökten çözecek, bu videoyu izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Aslında bu dönemin en önemli konusu sanırım markaların kriz dönemlerinde ne yapmaları gerektiği, malum süreçte bazı markalara karşı alışveriş yapmama çağrıları başladı ve beyaz yakanın gittiği, İstanbul’un en merkezi ve en güzel yerlerinde dükkanlar açan EspressoLab son 10 günün en çokm konuşulan markalarından birisi oldu.
Bugüne kadar dört beş kez gitmişliğim var, hatta Merter’de bulunan etkinlik alanında iki sene önce dijitalleşme ile alakalı sunum bile yapmıştım. Bence en büyük rakibi Starbucks’a göre daha ferah, daha temiz, daha fazla ürün çeşitliliği olan bir yer. Olaylar başladığında hemen bir basın bülteni yayınladılar, içeriği iyidir kötüdür onu bilemem ama sonrasında eski bir bakanın buraya gidip videolar yayınlaması D&R poşetleri ile buraya gençlerin getirilip boş kahve bardakları ile mesajlar verilmesi cidden trajikomikti. Bu fikirler kimden çıktı bilmiyorum ama o noktadan sonra işler koptu.
Sen sıfırdan bir marka kur, uğraş didin, çok para harca, yavaş yavaş herkesin bildiği ve sevdiği bir marka haline gel, sonrasında da son derece absürt bir hamle ile hem konudan alakasız insanların da “ne ya bu demesine” sebep ol hem de sana sıkça gelen müşterilerinle gönül bağını kopart. Eminim benden çok daha deneyimli iletişim uzmanı dostumuz bu olanları daha iyi yorumlar, hatta bana da yazarlarsa sevinirim ama bugüne kadar okuduğum yorumların hepsi aşağı yukarı aynı.
Konuyla alakalı LinkedIn’de Mehmet Kaya’nın paylaştığı yazıdaki şu kısım aslında çok güzel bir özet olmuş, “100 yıllık Cumhuriyet tarihinde 67 farklı hükümet kurulduğunu unutarak siyasete bu denli yakın durmak, herhangi bir şirket için ciddi bir strateji hatası” Bunu görünce inanamadım, internete baktım, gerçektende 67 hükümet olmuş, neredeyse 1.5 senede bir yeni bir hükümet kurulmuş ülkede, farklı düşünceler, farklı siyasi aktörler hayatımıza girip çıkmış, hal böyle olunca da değişen konjonktürde bir markanın siyasi figürlere yakın durması çokta iyi bir şey değil sanki.
D&R’a gelirsek, hemen hemen her AVM’de olan kendi alanında en büyük markalardan birisi sanırım, ben ne bir basın bülteni gördüm ne de bir açıklama, sadece elinde D&R marka kitap poşetleri olan gençleri gördüm. D&R çok daha eski bir marka ama belli ki bu krizi yönetebilecek bir kadro yok ya da sessiz kalmayı tercih ettiler bilmiyorum.
Bu tip olağanüstü durumlarda sessiz kalma da ayrı bir çözüm yolu, bazen yurtdışında da bunun örneklerini görüyoruz ama seneler önce gitarını kırdığı Dave Carroll adlı yolcusuna cevap vermeyen United Airlines, bu yolcunun bununla alakalı yaptığı şarkı sonrasında milyonlarca dolar zarara uğradı ve bu olay çoğu üniversitede vaka analizi olarak okutulmaya başlandı. Hayat işte, adam o gün 1200$ tazminat almak için kıvranırken bir anda bütün dünyanın tanıdığı, bir sürü TV programına çıkan ve kitap yazan biri haline geldi. Bu olay sonrasında firmalara “sessiz kalma, aksiyon al, gerekirse özür dile, hatalıysan da hatanı kabul et ve bundan ders al” tarzında tavsiyeler verildi.
Marka denince aklımıza hep tüketimle alakalı şeyler geliyor ama marka olan kişiler, ünlüler ve influencer arkadaşlar var, olaylar öyle bir yere geldi ki x kişi sessiz kaldı takipten çıkalım, y kişi konuştu onu bağrımıza basalım tarzı yazılar paylaşılmaya başlandı. Memlekette ünlü olmakta zor, bir şey yazmazsın kızarlar yazarsın neden suya sabuna dokunmadın diye yorumlar yapılır, ki bu günlerde bunlara çokça şahit olduk.
Bu dönemde sanırım en çok linç yiyen kişi de Gökhan Ünver oldu, suskun olduğundan dolayı diğer ünlüler gibi tepki alıyordu ama ne zamanki espri yapayım diye çoğu kişiye alaycı gelen bir paylaşım yapınca çok tepkiler aldı, bir anda bir sürü gösterisi iptal oldu, suskun olmaya devam etseydi belki de hiçbirşey olmayacaktı bilemiyorum ama en azından yüzbinlerce takipçi kaybetmezdi.
Boykot destek mesajı yüzünden TRT’de oynadığı diziden çıkartılan Aybüke Pusat ise bir anda en çok konuşulan kişi oldu, aslında çoğu kişinin yüzüne aşina olduğu ama ismi söylendiğinde hatırlayamadığı birisiyken herkesin aklında yer etti, Instagram’da takipçi sayısı 600-700 bin arttı, bu kriz döneminin kaybedeni ve kazananı kim derseniz bu iki isim sanırım akıllara gelecektir.
Peki kamuya mal olmuş kişiler böyle zamanlarda ne yapmalı, profesyonel mi davranmalı yoksa tepki mi vermeli, bununla alakalı biraz araştırma yaptım, çoğu ünlünün sosyal medya hesabını yöneten adam akıllı bir PR firması yok, varsa da bir elin parmaklarını geçmiyor, böyle olunca da karmaşa yaşıyorlar adam akıllı bir strateji izleyemiyorlar.
Bu arada Google Trends’den baktığımda ilginç bir şey gördüm, gösterilerde Pikachu kılığına girmiş birisi vardı, Google’da ne kadar aranmış diye önce Pikaçu diye yazdım ama düşük bir arama sonucu çıktı ama Pikachu diye yazınca acayip yüksek bir arama sonucu ile karşılaştım, genelde insanlar aşina olmadıkları bir kelime duyduklarında onun orjinal adı ile değil de okudukları gibi ararlar ama öyle olmamış. Bu dönemde bunu ticari gelir elde etmek isteyen kişiler Pikachu ile alakalı ürün satmaya çalıştılar mı bilmiyorum ama boykot çağrılarının olduğu bir zamanda ne derece başarılı olmuşlardır o da ayrı bir muamma.
Boykot ile alakalı da birkaç şey yazayım, Elon Musk’ın son zamanlardaki siyasi duruşu, ABD hükümeti içinde bir rolünün olması gibi sebeplerden dolayı Tesla’ya karşı bir boykot var. Sadece ABD’de değil Avrupa’da da bu boykot Tesla’nın satışlarına ciddi darbe vurunca Elon Musk hükümetteki görevlerinden ayrılmaya karar verdi haberleri paylaşılmaya başlandı. Bu arada ülkemizde Twitter’da bazı muhalif sanatçıların sayfaları uyarı yapılmadan anında kapatılıp bazı insanların yorumları sessiz sedasız silinmeye başlanınca burada da protestolar başladı, çoğu kişi Twitter’ın eski sahibi ve kurucusu olan Jack Dorsey’in kurduğu sosyal medya platformu Bluesky’da hesap açmaya başladı, eğer siz de oradaysanız ekleşelim. Araştırma şirketi AGS Global boykot ile alakalı bir araştırma yapmış, Marketing Türkiye’de detayları paylaşılmış, mutlaka göz atın, oldukça fikir veren bir çalışma olmuş.
Önümüzdeki hafta Çarşamba akşamı Ankara’da harika bir etkinlikte olacağız, CoZone’da Mobildev İş Birliği Günlerinde ekstra gelir elde etmek isteyenlere özel bir seminer olacak, detayları burada, ücretsiz, kaçırmayın derim, erken gelirseniz bolca sohbet etme imkanımız da olur.

Uzun zamandan beri yaptığımız Kariyer Sohbetlerinde ise gene iş dünyasına yönelik konuları konuşacağız, canlı yayına katılmak isterseniz buradan kayıt olabilirsiniz.

Benim düzenlemediğim ama davet edildiğim, içeriği dolu dolu bir etkinliği de paylaşayım, GrandPera Emek Sahnesinde yapılacak Perakende ile alakalı konuların konuşulacağı Perakende Medya Zirvesi ücretsiz, yerinizi buradan ayırtabilirsiniz.
Bitirmeden benim için çok değerli bir girişimden de bahsedeyim, uzun zamandan beri sahnelerdeyim, farklı iller, farklı insanlar, farklı konular, farklı içerikler derken yüzlerce olaya şahitlik ettik, yazdık çizdik ve keşke bunları mizahi bir dilde insanlara aktarabilsem diye bir isteğim oldu. Geçen sene bununla alakalı profesyonel isimlerden özel dersler almaya başladım ve uzun zaman provalar yaptım.
Bu kadar tatsızlığın, kaygının ve yalnızlığın olduğu bir dünyada bir saatliğine de olsa bunları unutsak, insanlarla göz göze gelip yalnızlıkları paylaşsak, sevgi alışverişinde olsak, bu kadar karmaşanın olduğu hayatı farklı açılardan insanlara sunsak, biraz gülsek biraz eğlensek dedim ve Kim Kime Dum Duma adlı gösteriye başladım.
11 Nisan Cuma akşamı Kadıköy’de hala eğitim almaya devam ettiğim ufak ama tatlı bir mekan olan Karyola Sanat’ta üçüncü gösterimim olacak. Mekanı da desteklemek için bu dönemde makul olabilecek bir rakamla biletleri satışa çıkardık, gelmek isterseniz bu linkten biletlerinizi alabilirsiniz.
Son birşey daha, ufak bir rica, yakında Instagram sayfamızı komple değiştiriyoruz, sektörel videolar, yazılar, keyif alacağınız işleri planlıyoruz, bu anlamda takipçi sayımın artması çok değerli, hala takipleşmiyorsak bugün ilk adımı atsak, birbirimizi daha yakından tanısak? Yapacağınız şey çok basit, buraya tıklıyorsunuz ve Takip Et butonuna basıyorsunuz, ilk hedefim 10000 kişiye ulaşmak, ki çok az kaldı, teklif var ısrar yok…
Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör


























