Dijitalleşen dünyanın çalışma standartlarını etkileyen yeni bir çalışma biçimi sektör basamaklarını hızla tırmanıyor. Son yılların popüler çalışma şekilleri arasında yer alan ‘dijital göçebelik’ ya da uluslararası kullanımıyla “digital nomad” ofis hayatından sıkılan, kapalı yerde kalmak istemeyen ve seyahat etmeyi seven tüm kişiler için biçilmiş kaftan.

Dijital göçebeler tek bir merkezden çalışmayan, ofisleri internetin bulunduğu her yer olan, çeşitli stratejik planlar geliştiren yeni nesil çalışma stilini benimsemiş meslek sahibi kişiler olarak biliniyor. Kişilerin iş yaparken sürekli seyahat halinde olmaları ise yaratıcı zekalarının aktif durumda olmasını sağlıyor. Aynı zamanda farklı ülkelerin kültürlerini yerinde görüp yaşayan dijital göçebeler, sektör pazarına giriş yapacak olan markaların hitap edeceği hedef kitlelerin geleneksel yönlerini de gözlemlemiş kişiler olarak strateji belirlemede önemli işlevler görüyor.  

Sabah işte olma derdi yok

Dijital göçebeler, iş görüşmesi ve çalışma saatlerini kendileri belirliyor. Modern dünyadaki iş sistemlerinin bir alternatifi olarak ortaya çıkan dijital göçebelikte, bireyler kendilerinin belirlediği zaman periyodları çalışma planlarını oluşturuyorlar. Bu zaman planının anahtar kavramı ise yaratıcılık. Dijital göçebeler iş zaman planını en yaratıcı olduğu saatler içine yaymakta özgür kişiler. Bu çalışma sistemi, dijital göçebelerin iş motivasyonunu arttırıyor ve başarı oranına da etki ediyor. 

Keşfetmek onların işi

Dijital göçebeler, seyahat esnasında gittikleri ülkelerin dillerini, aksanlarını belki de kaybolmak üzere olan dilleri tanıyıp bu dillerin melodisini duyma şansı yakalıyorlar. Çeşitli ülkelere seyahat etme şansı olan dijital göçebeler yeni duydukları dillerden çeşitli kelimeleri bilgi hazinelerine ekliyorlar. Ayrıca birden fazla ülke ziyaretinde bulunmak ve farklı ülke vatandaşlarını da tanımak oldukça avantaj sağlayan bir olay. Bu da kültürel birikim açısından oldukça önemli bir durum. 

Özgürlüğün diğer adı

İşe giriş çıkış saatleri, izlenme gerginliği, iş yetiştirme baskısı gibi iş hayatının sayılamayacak kadar çok sorununu bir kenara bırakıp kendi istedikleri ülkelere seyahat ederek, istedikleri meslek ve sektörden iş alıyorlar. İstedikleri ülkelerde istedikleri kadar kalıp belirledikleri gün kadar çalışma saatlerini oluşturuyorlar. 

İlgi alanı giderek artıyor

Türkiye’de de yeni gelişen ve internet çağının trendi haline gelen dijital göçebelik kavramı giderek rağbet görmeye devam ediyor. Ülkemizde dijital göçebe olarak çalışan bireyler için en uygun ortamı Güneydoğu Asya ülkeleri sağlıyor. Güneydoğu Asya ülkelerindeki ılıman iklim, bölgedeki ülkelerin vize konularındaki esneklik ve Türk Lirası’nın kur avantajı, bu bölgeyi Türk dijital göçebeler için cazip kılıyor. Coğrafi konumu gereği zaman dilimi açısından 3-4 saat ileride olan Güneydoğu Asya ülkeleri, zaman konusunda da oldukça elverişli. İngiltere gibi pahalı ülkelerde yaşayıp kazandığı paranın hepsini zorunlu giderlerden dolayı harcadığından birikim yapamayan insanların da Doğu Avrupa ülkelerine özellikle Bulgaristan’a geldiğini son zamanlarda sıklıkla duymaya başladık. İşler online olduğundan fiziki olarak İngiltere’de olmasına gerek olmayan dijital göçebeler aynı parayı kazanmaya devam edip masraflarını yüksek oranda düşürüyorlar. İş dünyasının yeni, etkileyici, özgün ve özgür bu kavramı, dünyadaki dijital dönüşümün de gerekliliği ile birlikte gelecekte de önem kazanmaya devam edecek. Çoğu ülkede olmayan misafirperverliğimiz, kültürel mirasımız, yemeklerimiz ve iklim koşullarımız ile dijital göçebelere bizde ülke olarak kapımızı açarsak sadece turizm gelirlerini artırmakla kalmayız hem de kültürel zenginlik ve know-how olarak daha da zenginleşiriz.

Bu yazı E-Ticaret Çağı Dergisinde yer almıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here