Bu yazıyı yazdığım dönemde bir anda döviz kurlarının akıl sınırlarını zorlayan artışı sonrası herkeste ‘neler oluyor yoksa bizleri büyük bir kriz mi bekliyor’ korkusu başladı. Dışa bağımlı bir ülke olduğumuzdan dolayı bazı sektörlerde işler geçici de olsa durdu çünkü her gün artan döviz kurlarından dolayı hangi ürünün fiyatı ne olacak karmaşası yaşandı. Bu artışlar sonrası doğal olarak çoğu iş planlarında ve stratejilerinde değişiklikler yaşanırken maalesef bunu fırsat bilen bazı firmaların da işten çıkartmalara başladıklarını duymaya başladık. ABD menşeli teknolojik ürünlere boykotun başladığı bu günlerde bu gidişat geçici mi olur yoksa gittikçe büyüyen bir şey mi olur bunu zaman gösterecek ama bir hafta içinde yaşanan bu döviz krizi sonrasında üzerinde düşünülmesi ve konuşulması gereken şeyler çıktı. Bu ayki yazımda kısaca bunlardan bahsetmek ve biraz beyin jimnastiği yapmak istiyorum.

Krizin başlamasıyla beraber her kesimden insanın doğal olarak farklı yorumları olsa da herkes ülkemizin üretim konusunda daha aktif daha girişken olması konusunda birleşti. Piyasa değeri 1 trilyon $ olan Apple örnek gösterilerek kurtuluşun teknoloji satmak olduğu da sıkça vurgulandı. İnşaat sektörüne yatırım yapmak yerine ülkemize inşaattan belki de 30 kat daha fazla kazanımlar getirecek bilgi teknolojilerine önem verileceğinin işaretlerini almak çok sevindirici oldu. Özellikle de teknolojiyle alakalı girişimleri olan kişilere hem maddi hem manevi desteğin artması ve onlara yönelik eğitim programlarının başlaması da bence çok şaşırtıcı olmayacaktır. Konuşulan diğer bir konu da sadece üretimin yetmeyeceği üretilen hizmet ve ürünlerin de ihraç edilmesi gerektiğiydi. Ülkemizde zaten son senelerde gündemde olan e-ihracat konusu var, birçok şirket artık ürünlerini online olarak yurtdışına satmaya başladı, dövizin bu denli artması sonrasında teknoloji ile ilgili şeylerin ihraç edilmesi de gündem konularından birisi olacaktır. Şu anda bununla alakalı eğitim programlarının başladığına ve danışmanlık hizmetlerinin arttığına da bizzat şahitlik ediyorum. Ülkemize yatırım yapan Alibaba ve Amazon sonrası burada hareketliliğin artması da çok yakındır. 

Kriz ne kadar sürecek döviz fiyatlarındaki artış devam edecek mi bilmiyoruz ama yükseldiği gibi düşmeyeceği de bilinen bir gerçek, belki şimdiki gibi manasız yüksek değerlerde olmayacak ama eskisine göre gene daha yüksek bir rakamda olacak. Bu tip zamanlarda maalesef işten çıkartmalar başlayacağı gibi krizin sıklıkla gündemde olmasından dolayı insanlar çok bunalacaklar. İşte bu anlamda eğitim ve networking etkinliklerinin fazlasıyla talep göreceğini düşünüyorum. İnsanlar mevcut işlerini kaybetmemek veya yeni iş bulmak için farklı eğitimler almaya başlayacak, kariyerlerine pozitif etki sağlamak için iş dünyası ile alakalı etkinliklere katılıp yeni insanlarla tanışmaya çalışacaklar. Bu arada büyük kurumsal firmalar Facebook ve Google gibi mecralarda reklam vermeyi kesmeye başladılar ve onların yerine hangi firmalar gelecek sorusu da gündeme gelmiş oldu. Mesela Google yerine belki Yandex’de reklam verilecek bilmiyorum ama gelinen nokta gene aynı, yani gene yurtdışına döviz gidecek. Kısacası bu tip önemli platformlarda yerli bir markan yoksa değişen çok bir şey olmayacak. Iphone cep telefonu kullanmayalım argümanları da dile getirildi, hatta Iphone’u kıran kişiler bu videoları Youtube’a koyup yaymaya başladı. Trajikomik değil mi, acaba bunu yapanlar Youtube’un da bir ABD markası olduğunu bilmiyorlar mı? Cep telefonu konusunda biraz daha şanslıyız en azından Vestel gibi yerli bir markamız var ama bu markanın yüzde kaçı Türkiye’de üretilen malzemelerden yapılıyor bunu da sormamız lazım. 

Ne kadar sıkılsak da üzülsek de hayat bir şekilde devam ediyor, eskiden 5 çalışıyorsak şimdi 15 çalışacağız ve bir şeylere yeniden belki de en baştan başlayacağız. Bazen krizler tahribatlar yaratır ama öğretici de olabilir, mesela 2000’li yılların başında yaşanan büyük kriz sonrası bankacılık sistemi yeniden tasarlandı ve temelleri çok daha sağlam bir zemine oturtuldu. Belki bu dönem sonrası da üretim ayağımız kuvvetlenecek, uluslararası teknolojik markalarımız olacak, yerli malına olan güven artacak ve kullanımı artacak, bunların olmaması için bir engel yok, hele de devlet buna fazlasıyla destek verirken. Yapmamız gereken tek şey eksik olduğumuz alanları bilip kabullenmek, okumaya araştırmaya önem vermek, eğitimler almak ve çözüm yolları için gerekeni sabırla yapmak olacaktır. 

Bu yazı E-Ticaret Çağı Dergisinde yer almıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here