Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Adım Süeda Çil. 1969 Ankara doğumluyum. Liseyi bitirdikten sonra önce Anadolu Ünv. AÖF İktisat bölümüne devam ettim. Sonra konservatuvarı kazandım. Ve Mimar Sinan Ünv. Devlet Konservatuvarından 1995 yılında mezun oldum. Üniversitedeyken aynı anda çalışmaya başlamıştım. Sabah Gazetesinde ve sonra halen çalıştığım yer olan Şehir Tiyatrolarına girdim. 21 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahneye çıkıyorum..40 yaşıma bastığımda yüksek lisans yapmaya karar verdim. 2 yıldır Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler’de ‘diksiyon’ yüksek lisansı yapıyorum. Bu yıl hem kendi şirketimde, hem de iki üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.. (İstanbul Ünv ve Yeni Yüzyıl Ünv.) Evli değilim, çocuğum yok.
Kendi işinizi yapmaya nasıl karar verdiniz? Bunu yapmaya karar verirken kimden destek aldınız?
Aslında kendi işimi yapmayı çok uzun zaman önce düşünmeye başlamıştım. Uzmanı olduğum ‘diksiyon eğitimi’ konusunda çok az eğitim kurumu var. Olanlar çok eskiden kurulmuş oldukları için, günümüzün bilgi ve donanımlarından yoksun.. Bundan 1.5 yıl önce öğrencilerimden birinin desteği ile şirketleşmeye konusunda adımlar atmaya başladım. Önce A.Ş olarak kurulduk. Ancak yaşanılan çeşitli problemler beni tek başıma harekete devam etmeye itti. Şimdi Vokal Eğitim limited şirket olarak yoluna devam ediyor.
Ne üzerine bir iş yapıyorsunuz? Başka iş fikirleri varken neden bu işi yapmaya karar verdiniz?
En iyi bildiğim ve kendimi geliştirdiğimi düşündüğüm konuda kurumsallaşma yolundayım. Diksiyon Eğitimi. Kişi en iyi olduğunu düşündüğü noktada kendi işini kurmalı. Ben bunu çeşitli yollar ile deneyip gördüm. Birden fazla başlık ile eğitim vermeye kalkıştığımda elim ayağıma dolandı. Hep şunu düşünmek gerek: Bir gün güvendiğiniz herkes giderse yalnız devam edebilir misiniz? Bu çok önemli.. Hiç kimseye değil önce kendinize güveneceksiniz.
Restaurant işleten oyuncu arkadaşlarımdan biri söylemişti bunu: AŞÇI GİDER DİYE HİÇ KORKMUYORUM. MUTFAĞA GİRER TÜM YEMEKLERİ BEN YAPARIM.
Bu işi yaparken ne tip sıkıntılarla karşılaştınız ve bunları nasıl aştınız? Sizce kendi işinizi kurarken nelere dikkat etmek gerekiyor? Hangi konularda bilgi sahibi olmak gerekiyor?
En büyük sıkıntı yardım alacağınız insanları bulmak ile başlıyor bence. Sekreter, çaycı, temizlikçi gibi işinizi ve hayatınızı kolaylaştıracak insanlar iyi ise siz daha da güçlü oluyorsunuz. Ama Türkiye’de bunu bulmak, bulduğunuzu devam ettirebilmek çok güç. Diğer bir sorun mali işlerde. Ben eğitimciyim, eğitimden anlarım. Ama kurumsallaşma yoluna girdiğinizde muhasebe, satış, pazarlama detaylarını da bilmeniz gerektiği çıkıyor ortaya. Bunları bilmezseniz sizi bekleyen durumları karşılamakta sıkıntı yaşarsınız. Ayrıca şirketinizi kurarken yanınıza seçtiğiniz diğer ortakların önemi çok büyük. Ortada para olgusu varsa iki kere daha dikkatli olmak gerek. Paranın yüzü sıcak ve gerçekten insanların zaman zaman büyük değişimler yaşamasına sebep oluyor..
İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mı sizce? Varsa nelerdir?
İş hayatında kadın olmanın zorluğu diye bir şey yok. Hayatta ‘yalnızlığı seçmiş kadın’ olmanın zorluğu var. Şirket sahibi olmanız sizi o kadar büyük ve güçlü gösteriyor ki, arabanızı 2 liraya tamir edecek adam bile 12 lira istiyorJ ‘Nasıl olsa bunun gelip hesap soracak kimi kimsesi yok’ diye düşünüyorlar bence..İçten içe kıskandıklarından böyle oluyor galiba.. Herkesin hedef tahtası oluyorsunuz. Türkiye’de yaşayan öfkeli ve mutsuz bir kalabalık var. Bu kalabalıktaki insanlardan bazıları sizin başarısız olmanız için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Ve bu insanların hangi rollerle karşınıza çıkacağını asla kestiremiyorsunuz. Sekreteriniz olabilir, kapıcınız olabilir, araba tamirciniz olabilir…
Yaptığınız işten istediğiniz sonuçları alabildiniz mi? İleriye yönelik koyduğunuz hedefler nelerdir?
Yaptığım işten sonuçları toplayabilmem için iş kurmamın üzerinden 15 aya yakın bir zaman geçmesi gerekiyormuş.. 15 ayda düşe – kalka , kanlı gözyaşları dökerek bir yerden bir yere geldim. İleriye dönük hedeflerim de var. Ancak bu kalkınma sürecini yaşarken görmek daha doğru. Elinize kağıt-kalem alıp 5 yıllık kalkınma planı yapmak diye bir şey yok. Çünkü hayat dışarda, kağıt üzerinde değil! Bunu farkedip kalkınma planınızı A, B ve C olmak üzere en az 3 değişik alternatif ile yaratmalısınız. Sonra kendinize ve o günün koşullarına bakıp hangi planı hayata geçirmeniz gerektiğine karar vermelisiniz.
Kendi işini yapmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
İlk tavsiyem kendi sınırlarını saptamaları olur. Çünkü sizi en iyi siz bilirsiniz. Birilerinin size verdiği iyi ya da kötü örneklerin hiçbirine kulak asmayın! Siz ne kadar esneyebilirsiniz, kurduğunuz işletme ne kadar dayanabilir, ne kadar paranız var, ne kadarını kaybetmeyi göze alıyorsunuz.. bunlara bakmak lazım. Sadece çok istiyorum diyerek bir şirket kurulmamalı.Sonuçları felaket oluyor! Akıllı ve ağır hareket edip havayı koklamadan adım atmamak gerek.
İkinci olarak, bu işe ne kadar zaman ayıracağınızı iyi düşünün. Eğer ayaklarınıza dolanan, bakıma ihtiyacı olan 2 çocuk annesi bir kadınsanız belki de şirket kurmanın doğru zamanı, onların büyümesini beklemek olmalıdır. Zira şirket sizin tahmininizden çok daha büyük bir zaman canavarı… 1.5 yıldır evimde yemek pişirecek zamanı bile bulamıyorum. Üstelik de çocuğum falan yok. Sadece ailem ve arkadaşlarım var.
Konuyla ilgili sizden fikir almak isteyenlerin size ulaşabileceği bir e-posta adresi veya veya yaptığınız işle ilgili bilgi almak isteyenlerin girebileceği bir web sayfası var mı?
