Nerden Başlasam Nasıl Anlatsam

0
269

Sevgili Dostlar,

Artık sizlere böyle şarkılarla seslenmek istiyorum çünkü kendimi ifade edebileceğim, kafamdan geçenleri aktarabileceğim başka bir yol bulamıyorum. Gelişim, girişim, dijitalleşme, yenilik, inovasyon gibi konularından bahsedeyim, yazı çok sıkıcı olmasın diye aralara birkaç magazinsel bilgi ekleyeyim diyorum ama ne mümkün? Söylemek istediğim belki de yüzlerce şey var ama bir yandan da sanki hiçbir şey yokmuş gibi hissediyorum, ne saçma değil mi? Sağıma bakıyorum, soluma bakıyorum, piyasaları izliyorum, televizyonda dönen tartışma programlarına göz atıyorum, son günlerdeki yaşananları gazetelerden okuyorum, beğendiğim köşe yazılarını süzüyorum, eş dost ile konuşuyoru nereden başlayacağımı nasıl anlatacağımı bilemiyorum.

Tam yazacakken gene zihnim beni farklı yerlere götürüyor, işi gücü bıraksak hep yazı yazsak, yazalım, paylaşalım tatlı tatlı hayatı yaşayalım diyorum sonra filmlerde duyduğumuz, şu an yazı diliyle anlatamayacağım, saçmalama anlarında gelen o ses kulaklarımda çınlıyor ve kendime geliyorum. Yahu hayallerimiz var, yapmak istediklerimiz var, gerçekleştirince mutlu olacağımız hatta deli mutlu olacağımız şeyler var diyorum ama bir yandan da “hopp kardeşim dolar olmuş 13 TL nereye gidiyorsun” diyorum, kısacası gel gitler içerisinde dönüp duruyorum.  (Yazıyı yazdığım anda dolar 11 mi 12 mi veya başka bir şey mi bilemediğimden gördüğüm duyduğum en yüksek rakamı yazdım)

Bu dönemde ilginç şeylere şahit oluyorum, bir kere benim dışımda herkesin ya bitcoin ya da dolar aldığını duyuyorum, bir arkadaşım “abi coin’den çakıldık ama olsun dolar bazında olunca gene kazandım” dedi. Başka bir muhabbette ise “ah be abi keşke doları 11’den bozdurmasaydık bak 13 oldu” serzenişlerine kulak misafiri oluyorum. İçimden “paran olunca da stres, bu sefer de az kazandım diye moralin bozuluyor, yazık be adamlara” diyorum.

Marketlerde ürünlerin adetle satıldığı haberlerini okuyor acaba gerçek mi diye markette sağa sola bakıyorum, “matbaa’da bir şey bastıracaktık ama adamlar fiyat veremedikleri için iş yapmayı durdurmuşlar” cümlesini duyunca “şansa bak ya, benimde onlarca işim vardı, gördün mü ne olacak şimdi” diyorum. E-ticaret sektöründen arkadaşlar “deli ötesi bir yoğunluk var, insanlar ürünleri aynı fiyattan bir daha alamayacakları için 3 alacakken 13 alım yapıyor” dediğinde “ben neden bir şey almıyorum, böyle boş boş oturuyorum” diyorum.

Ekranlarda danışman diye geçinen kişilerin sanki aya çıkmışız gibi bu politikaları övmesine akıl sır erdiremiyor, acaba benim mi kafam bir şeylere basmıyor da büyük resmi kaçırıyoruz diye düşünüyorum. Geçim sıkıntısı olanı, twitter’da yardım isteyenini, sokak röportajında çocuğumun yüzüne bakmaya utanıyorum diyen babayı görüp inanılmaz üzülüyor, acaba 45’inden sonra çok mu duygusal oldum diyorum.

Geçenlerde Leventte bir plazanın alt katında sulu yemek yapan bir yerin sahibi kadınla sohbet ediyor, “yanınızdaki dükkandan daha geçenlerde sipariş vermiştim kapanmış” dediğimde, “sormayın çok üzüldük, komşumuzdu, hepimiz bir şekilde burada para kazanıyorduk, onlar dayanamadı gitti” derken konu konuyu açıyor, hayat pahalılığından çocuklarımızın geleceğine kadar çoğu şeyi sadece 2 dakika içinde ayaküstü konuşuyoruz. Ah be diyorsun içinden, şu dükkan sahibinin de, benim de, x fabrikanın sahibinin de ortak derdi hep aynı, çocuklarımız, onların en iyi şekilde yetişmeleri, vatana millete hayırlı insanlar olmaları. Üzüntüm biraz ondan, onlara temiz bir dünya da gelecek kaygısı yaşamayacakları bir ortam da bırakamadık. Eminim çoğu şey değişecek, çok daha güzel olacak ama şu anda durum bu maalesef.

Bugün çorba kaynıyor ama belli ki bir şeyler eskisi gibi olmayacak acaba ben ayakta kalmak için ne yapmalıyım diye düşünüyor, onlarca şey arasında kaybolup gidiyorum. Bu ve buna benzer onlarca düşünceyle gelip gidiyor deminden beri yazdığım şeyleri eminim benim gibi birçok insan da düşünüyordur demekten kendimi alamıyorum. Sizlere de sormak isterim, aynı sorular aynı düşünceler sizde de oluyor mu?

Bundan seneler önce iş dünyasından önemli kişilerle yapılan röportajların birisinde adını şimdi hatırlamadığım birisinin bir cümlesi hala aklımda çıkmıyor. “Biz Ankara’ya takılıp kalırsak işleri yürütemeyiz, orada olan biteni takip ederiz ama üretmeye ara vermeyiz, verirsek işte o zaman biteriz” gibisinden bir cümle etmişti. Bunu ben bugünlerde farklı yorumluyorum, yarın ne olacağını bilmiyorum ama üretmeye, yeni şeyler yapmaya gayret gösteriyorum. Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük krizinde Ready For Change adında bir platformu hayata sokuyorum, geliştiriyorum, büyütmeye çalışıyorum, kadınlar başımızın tacı diyor Türkiye’de ilk kez bu kadar kapsamlı bir proje olan E-Ticaret Kadınlar Kulübünü devreye sokuyor, hatta şimdi de ilk dönem mezunlarımıza mezuniyet töreni yapıyorum.

Deli miyim, manyak mıyım, herşey para değil ama enerjimi farklı işlere versem eminim şu anda kazandığımdan 2-3 kat daha fazla kazanırım cümlesini her kurduğumda sanki evrenden mesaj geliyormuşcasına hiç tanımadığım ama bu projeler sayesinde hayatlarına ufakta olsa dokunduğum, Amasya’dan, Dubai’den, Adana’dan, İstanbul’dan, Miami’den farklı kişilerden içimi ısıtan, karşılaşsam şimdi o kişiye sarılırım dedirten mesajlar alıyorum, işte o an zaman duruyor, kendimi çok mühim bir insanmışım gibi hissediyor, daha fazlasını yapmalıyım diye çırpınmaya başlıyorum. Bilgiyi, dostluğu, sevgiyi ve gerektiğinde ekmeğimizi paylaşmanın bizleri çok ama çok beslediğini çok kuvvetlendirdiğini hissediyorum ve bir sosyal girişimci olup hem çok inovatif bir iş yaparken hem de binlerce kişiye dokunabilir miyim, bu nasıl olur diye araştırmalar yapıyorum.

Sözün özü, 30 Kasım Salı akşamı saat 18.30 sonrası E-Ticaret Kadınlar Kulübü’nden ilk dönem mezun olan kadınlarımıza yapacağımız mezuniyet törenine hepinizi bekleriz. Sektörden de insanların olacağı, hoş sohbetlerin ve yeni insanlarla tanışma imkanlarının olduğu geceye katılım gösterirseniz çok mutlu oluruz. Kayıt için bu formu doldurabilirsiniz.

Bu kadar karmaşa içinde neler olup bitiyor bakarsak;

  • Korona gündemden düşmüyor, aşılama başladıktan sonra “bu iş bitti 6 ay, bilemedin 1 sene içinde bu iş bitecek” diyen çok kişi olmuştu ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Virüsün mutasyona uğramasını ve aşı karşıtlarını kimse hesaba katmadı. Maalesef yeni tip virüsler çok daha etkili, aşı olanlarda bile sorunlar yaşanıyor. Aşı karşıtlığı ise ciddi bir mesele, bunu kırmak için Avusturya aşı olmayan vatandaşlarına 10 gün ev yasağı uyguladı, çoğu Avrupa ülkesinde aşı olmayanların direncini kırmak için buna benzer yasaklar kondu, ülkemizde de etkinliklere vs giriş kısıtlandı.
  • Yurtdışında büyümeye devam eden ve yakın zamanda Chicago’da da hizmet vermeye başlayan Getir, n11.com’un hissedarı olmak için Rekabet Kurumu’na başvurdu. Bu arada Şok’un azınlık hisselerini almak için niyet mektubu imzaladı. Markanın kısa sürede bu derece hızlı ilerlemesi, özellikle de yurtdışındaki girişimleri çok değerli, inşallah böyle markalarımızın sayıları artar.
  • Korona sonrası hayatın sadece işten ibaret olmadığını, sosyal hayat ve iş hayatını dengelemek için bir sürü uygulamalar devreye giriyor. Uzun zamandan beri hafta 4 gün çalışma ile alakalı birçok ülkede pilot çalışmalar yapılırken bir yandan da iş saatleri dışında çalışanlara mesaj göndermeme konusunda sert önlemler alınıyor. Portekiz’de bununla alakalı yaşanan gelişmeyi buradan okuyabilirsiniz.
  • Bugünlerde TV ekranlarında en fazla reklam veren firmalardan birisi olan, Temmuz ayında Nasdaq borsasında halka arz edilen ve bizleri gururlandıran Hepsiburada’nın hisse fiyatları düşmeye devam ediyor. 12 dolarla halka arz edilen hisseler şu anda 2,85 dolar, bu kadar kısa zamanda bu kadar sert düşüş neden yaşandı yapılan soruşturmalar sonrasında ortaya çıkacaktır, umarım en kısa zamanda marka tekrardan Nasdaq’da yükselişe geçer.
  • Lady Gaga, Adam Driver, Al Pacino ve Jeremy Irons gibi yıldız isimleri buluşturan House of Gucci filmi, 26 Kasım’da vizyona girdi. Çok iddialı kadrosuyla gündem olan filmin fragmanı için lütfen tıklayınız.
  • Netflix‘i seviyor, belgesel, dizi ve filmleri takip ediyorsanız Aralık ayının tanıtımını buradan izleyebilirsiniz.
  • Bu günlerde ne okusam, ne dinlesem, ne izlesem diyorsanız Sadece 5 Dakika ekibi olarak hazırladığımız haftalık önerilere buradan bakabilirsiniz.

Yazıyı bitirmeden; eğer e-ticarete başlamak istiyorsanız, 6-7 Aralık tarihlerinde İstanbul’da Levent Workinton’da ücretsiz olarak düzenlediğimiz, sınırlı sayıda kişiyi kabul ettiğimiz E-Ticarete Başlıyorum adlı eğitime mutlaka katılmanızı tavsiye ederim. Başvurunuzu buradan yapabilirsiniz.7 Aralık Salı akşamı saat 19.00 – 21.00 arası ise gene aynı mekanda Şok Marketler E-Ticaret Direktörü Emre İlban, Decathlon E-Ticaret Direktörü Melisa Çakır ve Avva E-Ticaret ve Pazarlama Müdürü Serkan Saraçoğlu ile beraber olacağımız E-Ticaret Sohbetlerinde gelecek seneki beklentileri konuşacağız, bütün dostları bekleriz. Kayıt için buraya tıklayabilirsiniz.

Bu yazıyı bir web sayfasında veya sosyal medya kanalında okuduysanız, formatı beğendiyseniz ve her hafta düzenli olarak size de bu e-bültenin gönderilmesini istiyorsanız bu linkten e-bültenimize üye olabilirsiniz.

Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here