Hangisi Kazandırır; Küsmek, Sinirlenmek, Müzakere Edebilmek

0
181

Sevgili Dostlar,

Daha depremin yaralarını saramadan seçimler tekrardan gündeme oturdu. Ülke gündemi siyaset odaklı ilerlediğinden hayatımızın her yerinde bir şekilde politika, siyasetçi, x parti, y parti lideri gibi kavramları sıkça duyuyoruz. Geçtiğimiz haftalarda yurtdışından birisiyle bir toplantı yaparken laf lafı açtı, siyaset umurlarında değil, zaten siyasetçilerde her gün TV ekranlarında olmuyor, kim ne bakanı onu bile çok bilmiyorlar, x parti bir takım sözler vererek iktidar olmuş, günün sonunda sözünü tutuyor mu, hayat şartları iyi anlamda ilerliyor mu, hayattan zevk alıyorlar mı, ülkedeki sistem şakır şakır ilerliyor mu, konu bundan ibaret.

Oralarda da sıkıntılar olmuyor mu, elbette oluyor, mesela İngiltere’de 45 günde üç kez başbakan değişti, uzun zamandan beri grevler yapılıyor, büyük işgücü kayıpları oldu. Fransa‘da Macron hep bir soru işareti, Almanya Merkel gibi bir liderden sonra şaşkın, ABD‘de Trump sonrası büyük umutlarla gelen Biden kafaları iyice karıştırdı, Rusya‘da Putin’in özellikle son bir senesi zaten malum, say say bitmez ama özellikle Batı ülkelerinde hayat siyasete göre ilerlemiyor.

Mesela futbolda aynı şekilde, İspanya’ya gidin, Real Madrid Futbol Kulübü’nün ya da İngiltere’de Manchester United Futbol Kulübü’nün başkanını sorun, emin olun çoğu kişi bilmez. Onlar ülkemizdeki başkanlar gibi çok görünmez, taraftara mesaj verme kaygısı yaşamaz, takımın en iyi şekilde yönetilmesini sağlar, saha başarısı dışında finansal konularda da daha iyi olunması için gerekeni yapar, istenen de budur zaten.

Siyaset bu kadar günlük hayatın içinde olunca doğal olarak bütün TV kanallarında, gazetelerde ve sosyal medya kanallarında illa ki birşeye denk geliyorsunuz. Bu durum bugüne özel bir şey mi peki, hayır değil, ben bildim bileli hep böyleydi sadece son yıllarda dozajı arttı. Bu konuda iletişim hizmetleri veren uzmanlar bizim gibi ülkelerde siyasi liderlerin her zaman görünmesinin önemli olduğunu söylüyorlar, yani bir hizmet binasının açılışında da, x ilin bilmemne festivalinde de, y takımın stad ziyaretinde de kısacası her yerde siyasetçi görünmeli diyorlar.

Ben bu konuda uzman değilim, benim gibi düşünen var mı bilmiyorum ama bana bu garip geliyor. Sadece siyasetçi değil futbol kulübü başkanı da aynı şekilde, neden görünsün ki her gün, gerek var mı, zaten arka tarafta herkes kendince emek veriyor, birşeyler yapıyor, bilemedim. Birisi birşey söyleyince de bu sefer bütün siyasetçiler veya futbol kulübü başkanları konuşuyor, bu seferde çarşı iyice karışıyor.

Benim asıl merak ettiğim önemli zamanlarda kapalı kapılar arkasında ne konuşulduğu, eminim sizler de bunu merak ediyorsunuzdur. Misal, geçen cuma akşamüstü yaşananlar, masanın dağılması, arkasından sosyal medyada dönen bir sürü komplo teorileri, pazartesi akşam ise tekrardan bir araya geliş, kim kiminle ne konuştu neyin sözünü verdi bilemeyiz, bildiğim tek şey ise müzakerenin gücü, ya da havalı olsun İngilizcesini de yazayım, negotation skills – müzakere becerileri.

Ülkemizde müzakere becerisiyle alakalı çok iyi olduğumuzu düşünmüyorum, aklımızdan geçeni karşımızdaki kişiye kabul ettiremediğimizde ya fevri hareketlerde bulunuyoruz ya da küsüyoruz. Küsmek bence komik kaçıyor, “dağ dağa küsmüş dağın haberi olmamış” derler ya o hesap, diğeri ise kaba kaçıyor ama en azından bir tepki veriyorsun, etki tepki meselesi, karşı tarafta bir şekilde bunu ya kaale almıyor ya da işlerin ciddi olduğunu kavrıyor.

Bu arada ben bunları yazarken her ikisini de yaptım, yeri geldim küstüm yeri geldim saygı sınırları içerisinde tepkimi koydum, kimisinde işledi kimisinde işlemedi ama küsmenin en kötü aksiyon olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yıllar geçiyor, farklı insanlarla farklı konularla alakalı konuşuyor, yeri geliyor pazarlık yapıyor yeri geliyor teklif dinliyor, zamanla bu konularda nasıl ilerlemem gerektiğini daha iyi öğreniyorum.

Geçen yıllar sonrasında şunu öğrendim, ya tutarsa diye bir şeyi dayatmak için masaya oturanlar hep başarısız oluyor, kararlı olduğunu göstermek önemli ama bir yandan da her zaman farklı seçeneklere açık olmak gerekli, esnek olmak, karşı tarafın beklentisini iyi anlamak, tabi bir de adil olmak olmazsa olmazlardan. Ezcümle, müzakere yapmayı bilmek gün gelir uluslararası düzeye gelecek bir futbolcunun bonservisini ucuza almana, gün gelir harika bir terfi veya maaş zammı almana, gün gelir ülke yönetimi ile alakalı kritik bir kararın alınmasına sebep olabilir, kısacası bu konuda iyi olmak geleceğe dair bambaşka pencerelerin açılmasına sebep olabilir.

Gündemdeki diğer konulara gelirsek, depremzedelere destek ile alakalı gün geçmiyor ki yeni bir gelişme yaşanmasın. Storytel, depremden etkilenen tüm çocuklar için bir web sitesi hazırlamış. Bu web sitesindeki içeriklere herkes ücretsiz erişebiliyor, bende göz attım, cidden çok hoş, tavsiye ederim, herkese açık olduğundan sizler de izleyebilirsiniz.

Bu arada IPSOS’un 14-16 Şubat tarihleri arasında depremden etkilenen 10 il dışındaki kentlerde yaptığı anketin sonuçlarını yayınlandı. Bu ankette güvenilen kurumlardan toplumun ruh haline, DASK sigortasından hatanın kimde olduğuna kadar sorular ve cevaplar var, bakmanızı tavsiye ederim. Geçtiğimiz bültenlerde de markaların yaptıkları yardımları açıklama konusunu tartışmıştık, vatandaş %72 ile markaların yaptıkları yardımları açıkça belirtmelerini istemiş. Bu arada bu akşam saat 20.30’da Antonina Turizm’in düzenlediği “Japonya Depremde Neden Yıkılmadı?” adlı online ücretsiz bir seminer var. Japon tarihi, kültürü, coğrafyası, gelenekleri ve sosyal yaşamı hakkında bilgi verilecek ve bunların deprem konusuna olan etkileri hakkında konuşulacak, bu linkten kayıt olabilirsiniz.

Bazen bu kadar önemli konular varken doğal olarak bazı şeyler arada kaynıyor, mesela geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe’nin efsane futbolcularından birisi olan Ziya Şengül rahmetli oldu, bu kadar büyük bir felaketi yaşadığımız bir dönemde tabi ki hiç konuşulmadı ya da milli atlet Tuğba Danışmaz Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası kadınlar üç adım atlama finalinde 14.31’lik derecesiyle Türkiye rekoru kırmanın yanısıra rakiplerinden daha iyi bir derece aldığından altın madalyanın sahibi oldu. Gerçi hoş, normal zamanda bile böyle bir başarıyı hiç konuşmazken bu dönemde zaten konuşmamamız gayet doğal belki de, bilmiyorum. Gene bu karmaşa içinde Sözcü TV yayın hayatına başladı, logosundan yayın formatına kadar bence daha çok yolun başındalar, TV bambaşka bir şey, bunu birkez daha görmüş olduk, umarım en kısa zamanda daha iyi bir logo ve formatla yollarına devam ederler.

Bu arada Cigna International Health’in anketinden de bahsetmek isterim. Buna göre iş yerinde en stresli nüfus Z Kuşağı’ymış. Tüm yaşlar için ortalama %84 olarak ölçülen stres seviyesi 18-24 yaş grubunda %91’miş. İletişim sorunları, ofisten çalışma zorunluluğu, ekonomik istikrarsızlık, işten çıkartılma korkusu gibi sebepler ise ana etmenmiş. Açıkçası böyle bir sonuçla karşılaşınca şaşırdım, bu tip korkulara sahip olacak en son jenerasyon onlar diye düşünüyordum.

Z kuşağı çalışma hayatına yeni bir soluk getirdi, özgürlükçü, sorgulayan ve işi sosyal hayatının önünde tutmayan bir kuşak olarak hafızalara kazındı, hatta firmalar son senelerdeki değişimlerden dolayı çalışanları elde tutmakla alakalı sorunlar yaşamaya ve bununla alakalı neler yapabileceklerini düşünmeye başladılar. Bu konuyla alakalı bizde Uyumsoft‘un katkılarıyla 16 Mart Perşembe akşamı saat 19.00’da eOfis Nurol Tower‘da harika bir etkinilk düzenliyoruz. Çalışan bağlılığını artırmanın yollarını konuşacağımız bu etkinlikte haftanın 4 günü çalışmanın verimliliğe etkilerini, olması gereken yan hakları, maaş artışlarını, hibrit çalışma modelini ve çalışan memnuniyetini artırmak için yapılması gerekenleri konuşacağız. Sizlerde bu etkinliğe katılmak isterseniz buradan hemen kaydınızı yapabilirsiniz.

Bu arada bu hafta iki etkinliğimiz daha var, ilki bu akşam saat 21.00’de YouTube kanalımızdan canlı yayınlanacak. Defacto’da Retail & Marketing General Manager olan Barış Sönmez ile Perakende Sektöründe Müşteri Deneyimi & Yenilikçi Çözümler hakkında konuşacağız. Diğeri ise 10 Şubat Cuma günü saat 14.00’da, İçerik Pazarlama konusunda İçerikmatik firmasının kurucusu Aykut Otu ile beraber olacağız, bütün dostları canlı yayına bekleriz.

Bu arada her sabah bülten özetleri gönderdiğimiz Sadece 5 Dakika adlı platformun Instagram hesabını yakın zamanda açtık, her gün kısa kısa haberleri yayınlayacağımız sayfayı takip etmek isterseniz buradan edebilirsiniz.

Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör

PS: Bu yazıyı bir web sayfasında veya sosyal medya kanalında okuduysanız, formatı beğendiyseniz ve her hafta düzenli olarak size de bu e-bültenin gönderilmesini istiyorsanız bu linkten e-bültenimize üye olabilirsiniz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here