Sevgili Dostlar,

Bu haftaki yazımıza başlamadan önce Cumhuriyetimizin 100. yılı ile alakalı birkaç şey söylemek istedim.

Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle düzenlenen etkinlikler, yürüyüşler, dönen TV reklamları, her yere asılan bayraklar, bugünlerde vizyona girecek filmler, çok ama çok güzel. O dönemin şartlarında, savaştan yeni çıkmış ve kendisini toparlamaya çalışan bir ülke için hayal ötesi bir yönetim biçimini hayata geçiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve sevgiyle anıyorum.

Seneler sonra gün yüzüne çıkan hikayeleri okuyunca insan çok duygulanıyor, zaman zaman bazı endişelerimiz oluyor ama daha çok genç bir Cumhuriyet, inişler çıkışlar olacak ama günün sonunda taşlar yerli yerine oturacak.

İnsanların Cumhuriyet’i sahiplenmesi, coşku ile kutlaması çok büyük mutluluk kaynağı, Cumhuriyet’i sonsuza kadar yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğu olduğundan değerlerimize sahip çıkarak dünyada söz sahibi olacak bir ülke için daha çok çalışacak ve üreteceğiz. Nice 100 yıllara.

Haftanın gelişmelerine gelirsek bugünlerde fenomen diye adlandırılan Polat ve Talu çiftlerinin skandallarıyla yatıp kalkıyoruz. Dilan Polat’tan soruşturmanın başlamasına sebep olan özel uçak haberi sonrası haberdar oldum.  Sonrasında altınlı kahve fincanları, saça tutuşturulmuş Euro banknotlar, son model arabaları görünce yakında devlet olaya el koyar dedim, koydu da zaten.

Geçenlerde katıldığım bir etkinlikte bunun geyiği dönünce kozmetik sektöründe çok yüksek kar marjları ile çalışıldığı, bir kremin en fazla 8-10 TL maliyetinin olduğu söylendi. “No name” yani marka olmayan bir ürüne insanların para ödemesi için pazarlama çalışmalarına çok para harcandığı, günün sonunda fenomen olunca işlerin daha kolaylaştığı ve satmak için firma yetkilisinin ekrana çıkmasının yeterli olduğu konuşuldu.

Birde işin içinde franchise vermek olunca kazançlar daha da artıyor ama ne olursa olsun telaffuz edilen rakamlara ulaşabilmek, beş altı sene önce yaşadığınız mütevazi hayattan buralara gelebilmek için milyonlarca ürün satışı yapmanız gerekiyor. Biz ne savcıyız ne de yargı, sadece sizler gibi okuyor düşünüyor yorum yapıyoruz, eminim yakında gerçekler bir bir ortaya çıkar.

Diğer olayda ise Kıvanç Talu adlı fenomen yüksek faiz ile geri ödeme yapacağını söyleyerek 100 milyon TL toplayıp eşiyle bir anda ortadan kayboluyor. Basında yer alan haberlere göre eve temizliğe gelen kadından tutun da en yakın eş dosta kadar yüzlerce kişiden para toplanmış. Birileri diyor ki bu bir viral pazarlama çalışması, yarın öbür gün bu çift ortaya çıkacak ve güvenli yatırımın adresi x bank diyecek diyor ama ben pek öyle bir ihtimal vermiyorum, öyle olsa bile insanlar böyle bir saçmalığa prim vermez.

Bu gelişmeler sonrasında “çalıştığımız fenomen ne kadar güvenilir” konusu toplantı gündemlerine girdi. Düşünsenize bir sürü para verip markanızı tanıtması için bir fenomen ile anlaşıyorsunuz, bir süre sonra markanızdan bağımsız böyle olaylar patlak veriyor, markanızla o kişi göründüğünden imaj yerle bir oluyor. Görünen o ki, çok yakında takipçi sayısından bağımsız güvenilir, etik kuralları olan, ahlaklı ve işini layığıyla yapan fenomenler ön plana çıkacak, demedi demeyin.

Geçenlerde bir saat firmasının çalışanı ile sohbet ediyorduk, yakınlarda bir saat modelini piyasaya sürmüşler, bu ürünü saatlere çok meraklı bir arkadaşına göndermiş, o da sosyal medyada paylaşmış. Konuya hakim olduğundan detayları da işin içine katarak hikayeleştirerek yaptığı paylaşım sayesinde acayip birt satış olmuş. Çok şaşırmışlar, o kadar milyon takipçili insanla çalışmışlar ama bugüne kadar hiç böyle bir satış olmamış, sonrasında da o kişiyle çalışmaya başlamışlar, ne ilginç değil mi, o kişi bir fenomen değil ama saatlere çok hakim olduğundan her paylaşımı ilgi görüyor, satışlara çokça katkısı oluyor, hem de fenomenler kadar para almıyor. Ezcümle, güven dün önemliydi, bugün de önemli, yarın da önemli.

Bilimsel verilere dayanarak yakın gelecekle alakalı tahminler yapan Akan Abdula’nın LinkedIn’de yazdıkları çok değerliydi. Yazdıklarına yorumlar katarak sizlerle paylaşmak istedim.

• Çoğu kişi x bir ürün pahalı mı ucuz mu artık anlayamıyormuş, bunu kendimde ve yakın çevremde ben de çok gözlemliyorum. Alışveriş yaparken bazı ürünlerde fiyatları dolar kuruna bölüp kendimce bir matematik yapıyorum ama çoğu zaman işin içinden çıkamıyorum. Fiyat abartı geldiyse acil ve önemli bir ihtiyaç olmadığında o ürünü almıyorum.

• İndirim ve kampanyaları takip edenlerin oranı %85’lere gelmiş. Bu rakamları göz önüne alırsak bu seneki Black Friday kampanyalarında rekor seviyede alışverişler görebiliriz diye düşünüyorum. Black Friday ile alakalı yaptığımız E-Ticaret Sohbetlerinde konuşmacı olan e-ticaret yönetici dostlarımız Kasım ayının çok iyi geçeceğini söylediler. O akşam yaptığımız canlı ankette katılımcıların %50’si bu dönemde alışveriş yapacağını belirtti, bu da tezi destekliyor gibi.

• Perakende canlı ama yurtdışından istenen seviyede paranın gelmemesi, iç piyasadan para çekilmesi ve en önemlisi herkesin borsaya girmeye başlaması işleri biraz zorlaştıracak. Bu sene başlayan ve yeni yılda da devam edecek halka arz furyası sonrasında insanların paralarını buraya aktaracak olması piyasayı daraltabilir. Markalar tüketici cüzdanlarından pay kapmak için sadece kampanya ile yetinmeyecek sadakat yaratacak işler peşinde olacak.

• Ticari kredilerin daralması sonunda neler olacak hepimiz göreceğiz ama çoğu firmanın borçları çevirmekte zorlandığı konuşuluyor, özellikle KOBİ’ler için çok zorlu bir sene olacak. Bu satırları okurken içinizden “bu sene çok güzel olacak” cümlesini hiç mi duyamayacağız diyor olabilirsiniz, haklısınız, temennimiz hep iyi olması ama gerçeklerin farkında olmak ve gereken önlemleri almakta önemli. Ufak bir hatırlatma, büyük fikirler, ilham veren işler genelde hep böyle zamanlarda çıkıyor, o yüzden işin bu tarafına odaklanıp neler yapabiliriz kısmına bakalım.

• Yüksek kiralardan dolayı düşük maliyetli evlerin olduğu semtlere taşınmaların artabileceği belirtilmiş ve bölgesel demografilerin şaşırtıcı şekilde değişebileceği vurgulanmış. Pazarlama çalışmalarında yapılan segmentasyonlar ve buna bağlı öngörüler yakın dönemde değişebilir, dikkate almakta fayda var.

• 31 Ekim akşamı Ankara’da birbirinden değerli konuklarla e-ticarette başarılı olmanı yolları hakkında konuşacağız, Ankaralı dostları etkinliğimize bekliyoruz.

• 2 Kasım Cuma günü Kariyer Sohbetlerinde gene çok değerli bir konuğumuzla iş hayatına dair konuları konuşacak, haftada 4 gün çalışmadan, hibrit çalışma modellerine, z kuşağından iş hayatının geleceğine kadar çok şeyi konuşacağız, ilgilenenleri bekleriz.

• Programı yapmamıza vesile olan, yabancı dil eğitimi konusunda benim de deneyimlediğim farklı bir hizmet sunan GNR Eğitim’den kurum çalışanlarınıza veya kendinize bir eğitim planlarsanız, mutlaka bir demo talebinde bulunun, 30 dakika içinde yüzlerce kelime kuracak, siz bile şaşıracaksınız, ilginizi çekerse lütfen bu linke tıklayınız.

• 7 Kasım Salı günü her zamanki gibi KWORKS’de fiziki olarak yaptığımız E-Ticaret Sohbetlerinde bu sene neler olup neler bittiğini birbirinden değerli üç konuğumuzla konuşacağız, detaylar ve kayıt için buraya bakabilirsiniz.

• 8 Kasım Çarşamba günü ise yüzlerce pazaryerine sizi entegre eden Channel Engine ve fulfillment denince akla ilk gelen firmalardan birisi olan fiCommerce ile İngilizce yapacağımız canlı yayında Avrupa’daki pazaryerlerinde başarılı olmak için yapılması gerekenler ve lojistik çözümleri hakkında konuşacağız, buradan yerinizi ayırtabilirsiniz.