Ülkemizde hala e-posta pazarlama kanalını kullanmayan yüzbinlerce işletmenin olduğunu söylesem şaşırır mıydınız yoksa “Zaten bunlardan birisi de benim bu kadar şaşılacak bir şey yok,” mu derdiniz? Son aylarda Türkiye’nin farklı şehirlerinde konuşmacı olarak katıldığım seminerlerde birçok Kobi ile tanışma şansım oldu. Yaptığımız sohbetlerde e-posta pazarlamanın herkes tarafından bilindiğini gördüm ve sevindim ama sorun şu ki çoğu kişi buna nasıl ve nereden başlayacağını bilmiyor. E-posta pazarlamanın ne olduğunu özetlersek firmaların müşteri ilişkilerini güçlendirmek ve satışlarını artırmak için ellerindeki mail adreslerine mesaj göndermeleri olarak açıklayabiliriz. Bu yazımda e-posta pazarlama kanalını kullanmak isteyen firmaların buna başlarken bilmeleri gereken 3 önemli konuyu anlattım. Buna göre;

1- E-posta Veri Tabanı

E-posta gönderebilmeniz için öncelikle elinizde e-posta adresleri olması gerekiyor. Bende yüzbinlerce adres var sorun yok diyebilirsiniz ama benim demek istediğim bu e-posta adreslerinin izinli şekilde alınmış olması. Elinizde olan e-posta adresleri sizden e-bülten almak için sitenize girip kayıt olan kişiler değilse sakın e-posta atmayın. Bu hem yasal değil, hem sonuç alamazsanız hem de uzun vadeli reputasyonunuzu bozarsınız. Eğer elinizde veri tabanı yoksa şimdiden oluşturmaya başlamalı, burada bir şeyler oluşana kadar en azından müşterilerinize e-posta göndermeye başlayabilirsiniz.

2- E-posta İçeriği

Peki insanlara ne göndereceğiz? Aslında işin en zor kısmı da bu. “E-posta içinde ne mesaj olmalı, ne yazmalı, haydi 2-3 hafta yazdık gönderdik, her hafta nereden konu başlığı bulacağız?” diyebilirsiniz. Bazen konu bulmak da yetmeyecek bir de müşterilerinizin hoşuna gidecek şeyler bulmanız gerekecek. İçerik konusu aslında büyük markalar içinde sıkıntılı bir şey çünkü yaratıcı olmak, insanları sıkmayacak içerikler üretmek, e-postayı açtıracak başlıklar bulmak ve mesajın içine koyacak güzel resimler bulmak hiç de kolay değil. Burada bir planlama yapmanızı öneririm. Müşterilerinize ayrı içerik, müşteri adaylarına ayrı bir içerik mi göndereceksiniz? Her gönderdiğiniz e-postanın içine şirketten haberler mi koyacaksınız yoksa sektör ile alakalı bilgilendirici yazılar mı ekleyeceksiniz? Ya da yeni ürünler, fiyat indirimleri gibi konuların altını mı çizeceksiniz? Burada sektörünüze göre düşünüp içeriğin nasıl olması gerektiğine karar verebilirsiniz. Yukarıda saydığım her şeyi de ekleyebilirsiniz veya sadece birisini de, kendinizi müşterinizin yerine koyduğunuzda firmanız ile ilgili hangi bilgileri almak isterdiniz bunun cevabını verin ve buna göre hareket edin.

3) E-posta Gönderim Sıklığı

E-posta pazarlama ile alakalı en çok sorulardan efsane sorulardan birisidir bu. Her gün mü gönderelim, haftada bir mi yoksa ayda bir mi? Ben genelde şöyle cevap veririm, her gün e-posta gönderecek kadar içeriğiniz var mı? Her gün e-posta gönderseniz müşterilerinizin hoşuna mı gider yoksa sıkılırlar mı? Her gün buna ayıracak vaktiniz var mı? Online bir ürün/hizmet satmıyorsanız ve paylaşacağınız çok haber yoksa genelde ayda bir e-posta göndermek idealdir. Ama derseniz ki her hafta mutlaka duyurulması gereken şeyler oluyor o zaman haftada 1 veya ayda 2 kez e-posta gönderebilirsiniz. Amaç insanları sıkmamak, çünkü kullanıcılar sıkılırlarsa abonelikten çıkarlar ve binbir zahmet ile e-bültene üye ettiğimiz kişileri kaybetmiş oluruz. Bu da hem zaman hem de para kaybı demektir. 

Yukarıdaki 3 konu genelde daha bu işe başlamadan sıkça sorulan ve cevapları çok bilinmediğinden insanları sürekli duraklatan şeylerdir. Artık ne yapacağınızı biliyorsunuz, zaman kaybetmeden yukarıdaki 3 sorunun cevaplarını bulun ve e-postalarınızı göndermeye başlayın.

Bu yazı parasut.com sayfasında yer almıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here