Bütün Arkadaşlarım Celebrity

0
247

Sevgili Dostlar,

Kimse birşeyler okumaya vakit ayırmıyor ama herkes video izliyor düşüncesinden yola çıkarak son haftalarda sizlere gönderdiğim bu bültenlerde yazı paylaşmak yerine Haftanın Sohbeti adlı video çekimleri ile o hafta neler olup bittiğini özetlemeye çalıştım ama nedense çok içime sinmedi. Yüzlerce canlı yayın yapmış birisi olarak karşımda birileri yokken bu çekimleri yapmak beni ilginç şekilde zorladı, birde yazı yazmak benim daha çok hoşuma gidiyormuş, bu süreçte bunu anladım, o yüzden gene eskisi gibi yazmaya karar verdim. Haydi gene eski günlerdeki gibi bir oradan bir buradan gelişmeleri size aktarayım.

14 Haziran’da Türkiye’de yayın hayatına başlayan ve Netflix’in ciddi rakiplerinden birisi olan Disney Plus son günlerde her yerde karşımıza çıktı. Bundan 2-3 ay önce belli mecralarda duyurular yapılmış ve Türkiye pazarına özel senelik abonelik kampanyasından bahsedilmişti. İşin ilginç tarafı kampanyadan faydalanmak için sayfaya girdiğinizde platformun satışı yoktu, sistem sadece e-posta adresimizi alıyordu, 14 Haziran günü ise tekliften faydalanmak istersen 26 Haziran’a kadar vaktin var dendi.

“8 ay öde 12 ay izle” gibi iddialı bir kampanya yapılınca satış odaklı olduklarını düşünmüştüm ama ilk adımda satış yapmadan sadece e-posta adresimi almaları ilginç geldi, sonradan ise bu iletişim stratejisi ile belki de yüzbinlerce dataya sahip oldular dedim içimden. İlk başta satın alma sayfası olsa belki vazgeçme şansın olabilirdi ama o sayfaya girenlerin belki de çoğu e-posta adresini bıraktı. Birde işin psikolojik tarafı var, birincisi merak uyandırdı, ikincisi “benim acelem yok” algısı yarattı. Tam bir hafta önce ekranlarda dönen bu reklam ise merakı ikiye katladı.

Açılış gecesine gelirsek, Instagram’da her yerde Tarkan’ın sahne görüntülerine denk geldik. Hatta o kadar çok Tarkan’lı görüntülere denk geldim ki “ya herkesi geceye çağırmışlar ya da bütün arkadaşlarım celebrity” diye bir paylaşımda bulundum. Bir çok kişiden de bende aynısını düşündüm mesajları aldım. Tarkan’a çok para verilmiştir ama bunun karşılığında da neredeyse herkes Disney Plus markasını bir şekilde gördü. Bakalım ilerleyen günlerde Disney Plus ne kadar başarılı işler çıkartacak, Türkiye pazarından ne derece memnun kalacak, bekleyip göreceğiz.

Bu arada Tarkan demişken, Trendyol’daki ikinci reklamı yayınlandı, izlemek isterseniz tıklayın. Ve madem Trendyol dedik, Berlin’de ofis açılmış, binlerce Türk markasının Almanya pazarına girmesi için çok güzel bir fırsat, umarım çok başarılı olurlar. Döviz kurunun yüksek seviyelere geldiği günümüzde herkes e-ihracat yapmak için çabalıyor, kimisi çoktan başladı kimisi ise hala öğrenme aşamasında, Trendyol’un Almanya hamlesi eminim çoğu Kobi için güzel bir açılım olacak, ilerleyen günlerde satış rakamları açıklandığında daha net analiz etme fırsatı buluruz.

Peki Netflix ne alemde derseniz, biliyorsunuz son rakamlar çok iç açıcı değildi. Bir çok tedbir alacağını  açıklayan firma film/dizi aralarına reklam alacağını söylemişti. Rekabet her zaman iyidir, zor zamanlarda insan daha yaratıcı olabiliyor sanki, baksanıza efsane dizi Squid Game sonrası Netflix senaryoyu gerçek hayata uyarlayacağını, 456 oyuncu seçip kazanana 4.56 milyon $ vereceğini açıklamış. Tabi bu oyunda ölme kısmı olmayacak ama diğer kısımlar bire bir aynı olacak, tanıtım videosu inanılmaz ses getirdi, belki de bu programı canlı yayınlayacak, seyirci ile etkileşim kurarak oy kullandırtacak ve farklı gelir modellerine doğru koşacak, kimbilir.

Madem yayıncılık platformlarından başladık aynen devam edelim. Top Gun: Maverick adlı film gişede 800 milyon dolar hasılat yapmış, Tom Cruise bu film ile kariyerindeki en yüksek gişe hasılatına ulaşmış. Nüfus cüzdanına baksan adam 60 yaşında ama senden benden genç duruyor, işine ve kendisine olan saygısına şapka çıkartmamak elde değil. Bu arada dijital platformlardan gelen onlarca teklifi geri çevirerek çok daha kolay şartlarda çalışma imkanı ile iyi paralar kazanma olasılığını da elinin tersiye iten birisi. Geçenlerde 1986 yılında serinin ilk filmindeki rol arkadaşı olan Kelly Mc Gillis’in resimlerine denk geldim, yıllar acımasız, bu kadar bahsetmişken gelmiş geçmiş en iyi soundtrack’lerden birisi olan o şarkıyı dinlemeden olmaz.

İş dünyasına gelirsek çok tat yok, hem küresel firmalarda hem de ülkemizde işten çıkartma haberlerine denk geliyoruz, son dönemlerde hepimiz için gurur kaynağı olan Getir’den de hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde yüzlerce kişinin işten çıkartılması insanları ikiye böldü, kimisi hızlı ve plansız büyüme dedi, kimisi ise dünyada da buna benzer gelişmeler yaşanıyor dedi, umarım en kısa zamanda herkes gönlüne göre iş bulur, malum hayat şartları ağır.

Haftanın en çok konuşulan firması ise çalışanlarına kılık-kıyafet yönetmeliği hakkında gönderdiği e-posta sonrasında Kiğılı oldu. Kim bunu hangi kafayla yazdı, kimden nasıl onay aldı bilemiyoruz ama çok talihsiz bir açıklama olduğu kesin, olay sosyal medyaya düşünce herkes eleştirdi, kızgınlığını dile getirdi. Genelde bu tip olaylarda firmadan bir açıklama gelmez, geldiği zaman da çok geç kalmış olur ama bu olayda Kığılı CEO’su Sena Suerdem hiç zaman kaybetmeden özür dileyen bir yazılı açıklama paylaştı. Konu üzücü ama firma CEO’sunun hata yaptık özür dileriz açıklamasını hemen yapması bence çok anlamlı, bazen kişi ve kurumlara kızarken bu detayları atlıyoruz, bu anlamda Sena Hanım’ı tebrik etmeden de geçemiyorum. Bu olay sonrası sanırım iç iletişimle alakalı konulara daha fazla özen gösterilecek ve belki çoğu şeyde üst yönetimden onay alınarak ilerlenecek. Bu da bütün markalara ders olacak nitelikte bir olay oldu, umarım bundan sonra bu tip olaylarla bir daha karşılaşmayız.

Kültürel konulara geldiğimizde, daha önce kapısı tahrip edilen Ayasofya Cami’nin tarihi su haznesinin kapağını kırıldığı ve içine ayakkabı koyulduğu iddia edilmiş, bir takım fotoğraflar sosyal medyada paylaşılmıştı. Çok geçmeden bu kez de duvarları soyularak poşetlere konulması haberlere konu oldu, uzmanlar Ayasofya’nın cami olduktan sonra doğru şekilde denetlenmediğini söylerken Kültür Bakanlığı bazı görüntülerin eskiye dayandığını belirtti. Ülkemizde bunlar yaşanırken Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenen ve dünyanın en çok korunan eserleri arasında kabul edilen Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa tablosu, geçtiğimiz haftalarda pastalı saldırıya uğradı. Pasta kremasıyla kaplanan Mona Lisa tablosu, sosyal medyada gündem oldu.

Bu arada senelerdir Turkey kelimesinin hindi anlamına gelmesinden dolayı yaşanan rahatsızlık tavan yapmış ki konuyla alakalı bir başvuruda bulunmuşuz.  Bunun üzerine Birleşmiş Milletler, resmi bir açıklama yaparak tüm yabancı dillerde ülkemiz için kullanılan “Turkey” yerine “Türkiye”nin kullanılmasını onayladı. Bu karara göre artık dünyanın dört bir yanında ülkemizin adı Türkiye olarak anılacak. Bununla alakalı konu gündem olur olmaz bu sefer de Türk Hava Yolları markasının Türkiye Hava Yolları olarak değiştirilmesi gündeme geldi ama 24 saat içinde konu gündemden düştü. Ne ilginç bir ülkeyiz, 89 sene boyunca kullanılan bir marka ismini anında değiştirme kararı veriyoruz, gelen tepkiler sonunda vazgeçiyoruz, boşu boşuna harcanan enerji, zaman kaybı, ne diyeyim.

Twitter’ı alıyorum derken sonrasında vazgeçen, belki de sadece beklemeye alan, bu yüzden kendisine dava açılan Elon Musk Cumartesi günü attığı İstanbul’un fethedilişi ile alakalı paylaştığı tweet kafaları karıştırdı ve tartışma başlattı. Kimisi kendi çalışanlarına güvenlik zaafiyeti ile alakalı mesaj gönderdi dedi kimisi ise İstanbul’un fethi ile alakalı farklı göndermelerden bahsetti, kısacası Elon Musk gene gündemi değiştirdi.

Yarın öğleden sonra e-ticaret/e-ihracat ile alakalı güzel bir etkinlik var, fiziki biletler tükenmiş ama online bilet satışı devam ediyor, bu sayfadan girip detaylarına bakabilir, bilet almak isterseniz Murat40 koduyla sayfada belirtilen indirimli fiyatın üzerine %40 indirim daha alabilirsiniz.

Haftanın etkinliklerine gelirsek YouTube üzerinden dört etkinliğimiz olacak. Pazartesi sabah E-Ticarete Başlıyorum adlı program, Salı akşamı şirketlerin yeni döneme nasıl hazırlanmaları gerektiği hakkında konuşacağımız Vedubox Online Sohbetler, Çarşamba sabah E-Ticarete Başlıyorum adlı programın devamı, Perşembe öğleden sonra ise iş dünyasında kurumlarına değer katanları ağırladığımız Bulutistan Telnoloji Sohbetleri adlı programda olacağız. Programı kaçırmamak için lütfen sayfamıza abone olun ve video’nun alt kısmında yazan Hatırlatıcı Oluştur kısmını aktive edin. Program başlamadan size bir mesaj gelecektir.

Bitirmeden baba olanların babalar gününü kutlayalım, bir anne olamayız elbet ama baba olmakta bambaşka bir şey, Allah bütün evlatlarımızın yolunu açık etsin diyelim.

Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör

PS: Bu yazıyı bir web sayfasında veya sosyal medya kanalında okuduysanız, formatı beğendiyseniz ve her hafta düzenli olarak size de bu e-bültenin gönderilmesini istiyorsanız bu linkten e-bültenimize üye olabilirsiniz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here