75 Milyon Dolara 1 Milyon Müşteri

0
2101

Sevgili Dostlar,

Sürekli bu mailleri takip edenler bilir, her hafta 2000’lerin başında başımdan geçen hikayeleri paylaşıp günümüzdeki değişimlerden bahsediyorum. En son nerede kalmıştık derseniz bu maili tekrardan paylaşayım ve kaldığımız yerden devam edelim.

11 Eylül İkiz Kuleler saldırısı sonrası hayat bambaşka yere doğru ilerliyor ama bir yandan da bütün hızıyla akıp gidiyordu. O dönem İstanbul’da kış ayları soğuk oluyor, sene içinde bir veya iki kez kar yağıyordu. Hatta o senelerde keşke kar yağışı yılbaşına denk gelse ne kadar şenlikli olur diye iç geçiriyorduk.

Çalışmakta olduğum finans kurumu İş Bankasına ait olduğundan iş yaptığı onlarca büyük müşteri ve ilişki içinde olduğumuz büyük kurumlar vardı, haliyle yılbaşı döneminde bu firmalara ve özel müşterilere yılbaşı hediyeleri gönderiliyordu. Biz tabi o dönem az deneyimli çalışan olduğumuzdan kime ne gideceğini ve bütçeyi oluşturmuyor, oluşturulan paketlerin doğru kişilere doğru zamanda gitmesini kontrol ediyorduk. Aynı grubun bir parçası olduğundan hem de güzel ürünler sunduğundan İş Kuleleri içinde bulunan Paşabahçe Mağazasından özenle seçilmiş ürünler alınıyor ve paketler yavaş yavaş gönderiliyordu.

Sonraki günlerde bir baktım bizim müdürlerimize ve yöneticilerimize de büyük büyük kutular içinde hediyeler geliyor, kimin paketi daha büyük bunu maça bakarmış gibi izliyorduk. Bu hediye alışverişi bana çok komik gelmişti, sen ona gönderiyorsun o sana gönderiyor, e haydi senin göndermediğin birisi ola ki sana bir şey gönderirse ayıp olmasın diye son dakika ona da mı ürün gönderiliyor diye düşünüp dururdum. Çalışanlara ise özel yapılmış şirket logolu çikolata, mousepad, defter, kalem gibi şeyler hediye ediliyordu.

Bu arada bizde grup çalışanı olduğumuzdan firmanın sadakat kartını alışveriş yaparken göstererek Paşabahçe Mağazasından indirimli ürün alabiliyorduk. O dönemin kuşkusuz en popüler kartı Cem Boyner tarafından kurulmuş Advantage Card idi. Peşin fiyatına taksitli alışveriş imkanı sağlayan bu kart değil Türkiye’nin Avrupa’nın ilk taksitli kredi kartıydı ve bir sene sonra, 2002 yılında HSBC Bankasına o dönem için rekor denecek bir rakama, 75 milyon dolara satılacaktı. Bir banka sıfırdan daha ucuza böyle bir kartı piyasaya sürebilecekken neden bu rakama razı olmuştu anlamamıştık ama sonraki aylarda jeton düşmüştü. 400 bin müşteri datası olan HSBC, Advantage Card’ı satın alarak 1 milyondan fazla yeni müşteri datasına sahip olmuştu. Yani günümüzde çok önemli diye konuştuğumuz Büyük Verinin sinyallerini 20 sene önce almaya başlıyorduk.

İş hayatına girince adettendir diyip hemen kredi kartına başvurmuştum. İş Bankasının bir kurumunda çalıştığımdan doğal olarak bankaya başvurumu yaptım ama en az 6 ay çalışmayana kart verilmediğini öğrendim. Zaten bankanın bir nevi çalışanıydım, “oldu ya kart borcumu ödemedim maaşımı vermez” gibisinden basit bir mantık kurmuş, çalışanına kart vermeyen bir banka olmasından dolayı senelerce bankanın sunduğu hizmetlere mesafeli durmuştum. Sonrasında Yapı Kredi Bankasına başvurdum ve anında kartıma sahip oldum. Seneler içinde o kart verilmeyen tecrübesiz ama gururlu çalışan farklı firmalarda çalıştı, müdürlük yaptı, defalarca yurtdışına gitti, çok alışverişler yaptı ve o kredi kartını çokça kullandı. İşin şakası ama İş Bankası bu hamlesiyle belki de 20 sene boyunca çok para kazanacağı bir müşteri adayını rakibine kaptırdı, kısacası her konuda kuralların ve hiyerarşinin olması bu sefer işe yaramadı.

O günden bugüne ne değişti, ne değişmedi derseniz?

  • İstanbul’da artık 2-3 senede bir kar yağsa bayram eder hale geldik. Küresel ısınma ve betonlaşma sonrasında bozulan iklim dengesi sonrasında kışın dondurucu soğukları bırakın Aralık ayında 18 dereceleri görmeye, kazakları giymemeye başladık. Giyim firmaları bunu önceden öngöremedikleri için ilk zamanlarda koleksiyonları bozamadılar ve ürünleri ellerinde kaldı veya ucuza satmak zorunda kaldılar.
  • Sadakat kart veren firma sayısı artınca ve tüketici artık onlarca kartı cüzdanında taşımak istemeyince cep telefonuna kayıtlı müşteri sadakat programları çıktı. Artık alışveriş yaparken cep telefon numaranızı söyleyerek anında indirimlerden ve biriken puanlardan faydalanmaya başladık.
  • Seneler sonra önden ödemeli firma kartları piyasaya çıktı ama kart taşımaktan sıkılan tüketiciye kolaylık olması için bu sefer aplikasyonlar yapıldı. Özellikle yeme içme ile alakalı yerlerde aplikasyonu kasiyerin elindeki makineye gösterip temassız alışveriş yapmaya başladık.
  • Kurumsal firmalar yılbaşı dönemlerinde müşterilerine ve iş yaptıkları firmalara hediyeler göndermeye devam ediyor ama eskisi gibi ağır hediyeler yerine artık daha tasarım odaklı hatta dijital ile alakalı ürünleri tercih etmeye başladılar.
  • O dönem için yeni olan taksitli alışveriş artık çok sıradan bir şey oldu hatta bankalar alışverişten puan verme yarışına girdiler.
  • O dönem için rekor sayılan 75 milyon dolar günümüz iş dünyasında normal bir rakam haline geldi.
  • O dönem için veri olayı sadece rakamsal olarak büyüklük ile alakalıyken günümüzde verinin sayısından çok kaliteli bilgileri firmaya sunabilmesi önem kazandı.
  • O dönem kendisine ait bir kurumun çalışanına kredi kartı vermeyecek kadar muhafazakar olabilen İş Bankası ise günümüze en hızlı ayak uyduran, dijital dönüşüm denince ilk akla gelen, bununla alakalı ödüller alan ve hatta dijital girişimcileri destekleyen bir kurum haline geldi.

Kısacası hayat 20 sene öncesine göre hızlı değişti ve bu değişim artık her sene katlanarak ilerliyor. Dünkü iş yapış ve düşünme şekilleri artık çok yol alamıyor. Çevresel faktörler, teknolojik gelişmeler ve tüketici beklentileri herşeyi hızlıca değiştiriyor, bu değişime ayak uyduramayan yerinde sayıyor.

Sizde değişen bu dünyada kişisel gelişiminize, kariyer planlamanıza, dijital dönüşüme, lifestyle ve girişimcilik konularını önemsiyor, farklı disiplinlerden gelen insanlarla tanışmanın sizin için faydalı olacağına inanıyorsanız sizi de Ready For Change platformuna bekliyoruz.

Çarşamba akşamı saat 21.00’de yapacağımız 2021’de Neleri Değiştirmek İstiyorsunuz başlıklı sohbet programına mutlaka gelin, eminim çok keyif alacaksınız.

Lütfen sizde bu platformu deneyimleyin eminim ayrılmak istemeyeceksiniz.

Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here