Spor Yaparken Arabesk Dinleyenlerden misiniz?

0
303

Sevgili Dostlar,

Bültene başlamadan önce ufak bir ricam olacak. Beş yıllık girişimcilik serüvenimde bu sene işleri daha fazla büyütmek, daha fazla kişiye ulaşabilmek, daha büyük projelere imza atabilmek için bir ekip kurmaya karar verdim. Teknolojinin imkanlarından en iyi şekilde faydalansam da insan olmayınca bazı şeyler istediğiniz gibi ilerleyemeyebiliyor bu yüzden üniversite son sınıf öğrencilerine hem destek olmak hem de güzel bir tecrübe kazandırmak için bir ilan yayınladım. Sizde etrafınızda olan uygun kişilerle bunu paylaşabilirseniz çok ama çok sevinirim.

Kolay bir soruyla başlayalım, günlük koşturmaca temposunda haftada kaç gün spor yapıyorsunuz? Ya da yapıyor musunuz? Spor yapmak eğer küçük yaşlarda edindiğiniz bir alışkanlık değilse sonradan yapmak insanı cidden zorlayabiliyor. Hal böyle olunca spor yaparken zaman geçmek bilmiyor, motivasyon veya kafa dağıtmak için insanlar müzik dinleyebiliyor. Özellikle tempolu yürüyüş ve koşu için insanı zinde tutacak enerji dolu şarkılar seçiliyor ama bu da belli bir süre baydığı için insan farklı arayışlara geçebiliyor.

Bende sonradan spor yapmaya başlayanlardanım, aslında 20’li yaşların ortasında İstanbul’a ilk geldiğim yıllarda bir spor salonuna üyeydim, baya da sıkı spor yapıyor kendime dikkat ediyordum ama yıllar geçtikçe işlerin yoğunlaşması ve mazeret bulma konusundaki ustalığımdan dolayı sporu hayatımın önceliklerinden çıkardım.

Son yıllarda hareketsiz kalmayayım diyerek düzenli olarak tempolu yürüyüşlere başladım. Bende herkes gibi hızlı şarkılar eşliğinde tempolu yürüyüşlere devam ederken zamanla bundan sıkıldığımı ve zamanın akmadığını fark ettim ve radikal bir hareketle arabesk dinlemeye başladım. Evet evet bildiğiniz arabesk, yani Müslüm Baba’dan İbo’ya, Ferdi Tayfur’dan ismini bile ilk kez duyacağınızı düşündüğüm isimlerle yürüyüşlere devam ederken zaman öyle bir aktı ki, yeri geldi 1.5 saate kadar yürüdüğüm bile oldu.

Süper ya dedim, sonunda formülü buldum derken, bu müziğin de beni depresif yaptığını fark ettim. Bu sefer Hard Rock ve Heavy Metal kategorisinden şarkılar da dinlemeye başladım. Mesela çalma listesi Müslüm Gürses ile başlayıp Guns N’ Roses ile devam ederken araya Mahsun Kırmızıgül giriyor sonra Def Leppard ile devam ediyor. Bugün ise acayip bir karma liste ile devam ediyor, araya 90’lardan şarkılar, yeni dönem hip hop şarkılar, Instagram hikayelerde çok denk geldiklerimle spor hayatıma devam ediyorum. Bu yöntem cidden işe yaradı ve hala tempolu yürüyüşlere devam ediyorum. Biliyorsunuz bu tip müzik uygulamalarında dinlediğiniz müziğe göre algoritma size seveceğiniz farklı şarkılar önerebiliyor ama bende algoritma çökmüş durumda, bu kadar değişken ve kafa karıştırıcı bir müzik dinleyeni değil algoritma başka sistemler bile çözemiyor.

Bu acayip şeyi yapan bir tek ben miyim diye düşünürken Spotify Türkiye’den gelen raporlar yalnız olmadığı gösterdi. Rapora göre koşu temalı çalma listelerinde en az 1 adet arabesk şarkısı yer alıyormuş, yani benimki gibi 8-10 şarkı değil ama olsun bir şekilde insanlar buna başlamış. Daha ilginç gelen bir sonuç ise Z kuşağının diğer yaş gruplarından çok daha fazla arabesk müzik dinlemesi oldu. Üç sene önceki verilerle yapılan karşılaştırmalara göre arabesk dinlemesinde %287’lik bir artış yaşanmış ve Müslüm Gürses tüm zamanların en çok dinlenen arabesk şarkıcısı olmuş.

Dinlenen müzik toplumun bir şekilde aynası olduğundan bu veriler değerli. Son yıllarda değişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşullar günlük hayatımızda çok şeyi değiştiriyor, karamsarlığın artması ve günlük dertlerdeki artış arabesk müziğe 80’lerdeki gibi altın dönemini yaşatıyor. Enflasyonist baskı bir yana memlekette akıl almaz o kadar çok olay oluyor ki bunlar da insanı yorabiliyor. İstanbul’un en popüler AVM’lerinden birisi olan İstinye Park’ın üst katında iki grup arasında silahlı çatışma çıkabiliyor. Daha geçen ay gene çok bilinen Vadistanbul Alışveriş Merkezi’nde yaşanan benzer olay tazeliğini korurken bunun gene yaşanması insanları cidden korkutuyor, e bu tip olaylara şahit olunca, millet arabesk dinlemesin de ne dinlesin….

Yukarıdaki konuyla alakalı en fazla 30 saniyenizi alacak bir anket düzenledim, haftaya sonuçları buradan iletirim.

Madem biraz magazinsel başladık aynen devam edelim, yirmi sene sonra yolları kesişen eski aşıklar yazın dillere destan şekilde evlenmişlerdi. Çıkan haberlere göre Jennifer Lopez ile Ben Affleck için tehlike çanları çalıyormuş. Mutlu bir evlilik var mı diye sordum içimden, “biz 10 yıldır evliyiz” ya da “annemler 40 senedir evli” vs gibi cevapları geçiniz. İlk günkü gibi birbirine aşık çiftler var mı, ya da en azından ilk günkü saygıyı gösteren? Hollywood çiftine geri dönersek, arkadaş derdiniz nedir ya, paranız var, meşhursunuz, yirmi sene sonra kavuşmuşsunuz, neyi paylaşamıyorsunuz? Sanırım belli bir yaştan sonra yaşam şeklinizi değiştirmek veya karşısındaki insana uyabilmek zor gelebiliyor, olay budur, bakalım sene sonunu görecekler mi bekleyip göreceğiz.

Geçen hafta izleme önerilerimle alakalı çokça güzel geri dönüşler aldım, bakalım bu haftanın önerilerini beğenecek misiniz? İlk önerimiz bir Netflix belgeseli, müzik endüstrisini baştan aşağı değiştiren, “müzik bedava olamaz” diyerek Spotify markasını kuran İsveçli teknoloji girişimcisi Daniel Ek ve ortaklarının hikayesini anlatan The Playlist 13 Ekim’de vizyona giriyor, tanıtımına buradan göz atabilirsiniz. İkinci önerimiz ise Burhan Altıntop karakteri ile hafızalara kazınan Engin Günaydın’ın başrolde oynadığı Yusuf adlı karakterin hikayesini anlatan Andropoz adlı dizi, tanıtım için buraya bakabilirsiniz.

Haftanın en çok dikkat çeken teknolojik gelişmesi Elon Musk’ın on yıldır üzerinde çalıştığı insansı robotlar konusunda belli bir yere getirdiği Optimus adlı robotun tanıtımı oldu. Diyeceksiniz ki bu tip işler yeni değil ki, birçok firma artık robotlarla alakalı birşeyler yapıyor ama yapılan açıklamalarda bu projenin diğerlerinden daha farklı olduğunu anlıyoruz. Elon Musk, günde sekiz saat çalışabilen, satış rakamı 20 bin $ civarında olması hedeflenen Optimus’tan milyonlarca üretip neredeyse her eve sokmak derdinde. Evde yapmaktan kaçındığımız çoğu işi yapacak, ağır eşyaları kaldıracak, oturduğu yerden kalmakta zorlanan yaşlı insanlara hizmet edebilecek ve hayatımızı kolaylaştırıp belki bir bulaşık makinası, bir televizyon gibi evin demirbaşları arasında yerini alacak. Konuyla alakalı Barış Özcan’ın bu kısa videosunu mutlaka izleyin, eminim daha fazla fikir edinmenizi sağlayacak.

Türkiye’de öne çıkan teknolojik haberlerde Migros, Aytemiz ve Teknosa vardı.

  • Migros, elektrikli otomobil sahiplerinin dikkatini çekecek bir girişim duyurdu ve hizmet verilen lokasyonlara şarj istasyonları kurulacağı açıklandı. Diyeceksiniz ki, şu anda kaç tane elektrikli araç var ki marka böyle bir hizmet vermeye başlıyor, haklısınız ama o kadar hızlı bir değişim içindeyiz ki, buna daha şimdiden ayak uyduran markalar rekabette öne geçecek, elektrikli araç sahiplerinin aklına alışveriş yapma konusunda ilk akla gelen marka belki Migros olacak, insanlar hem alışverişi yapayım hem de aracı şarj edeyim diyecek.
  • Aytemiz, Metaverse’teki en popüler evren olan Decentraland’te açtığı akaryakıt istasyonuyla dünyada Metaverse evrenine giren ilk akaryakıt şirketi oldu. Decentraland evrenindeki Aytemiz istasyonunun ziyaretçileri hem yeni bir istasyon deneyimi yaşayacak hem de istasyonda yer alan uygulama ekranları üzerinden sunulan özel kod ile yıl sonuna kadar Aytemiz Vaay uygulamasındaki indirime ek, yüzde 50 avantajlı akaryakıt alma fırsatına sahip olacaklar. Metaverse’de daha bugünden olsan ne olur olmasan ne olur diyenler olabilir ama aynı Migros örneğindeki gibi bu gibi mecralarda ilk olmak önemli.
  • Dünyada giderek artan kiralama trendini ülkemizde de elektronikli aletler için uygulamaya başlayarak bence devrim yaratan Teknosa bu seferde herkese “Bi’linkle influencer sensin!” mesajıyla takipçi sayısına bakmadan herkese fenomen olma şansı tanıdı, böylece hem marka hem tüketici kazanacak. Görünen o ki Sitare Sezgin markanın yeni CEO’su olduktan sonra Teknosa iyice uçuşa geçti.

Bu arada son dakika gelişmesi, Türkiye’nin önde gelen sigorta şirketlerinden Quick Sigorta hacklendi. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de sigorta şirketleri milyonlarca insanın hassas verilerini veri tabanlarında saklıyor. Konuyla alakalı habere ve siber güvenlik uzmanı Ersin Çahmutoğlu’nun çok şey düşündürtecek yorumuna buradan ulaşabilirsiniz. Bir başka haberde Türkiye’nin önde gelen bankalarından birisi olan Akbank’tan geldi. Kredi kartı harcamalarının iki defa kesilmesinden dolayı çoğu kullanıcının kart limitlerinin eksiye düşmesinden dolayı kullanıcılar sıkıntı yaşadı, özellikle Twitter’da konu fazlasıyla eleştiri aldı, geçen sene yayınlanan bu yazı da gene gündeme geldi.

Geçen hafta dört canlı yayında birbirinden değerli konuklarla beraberdik.

  • Pazartesi günü KOREV başkanı sevgili Ülkü Aydeniz ile koruyucu aile olmak ile alakalı sohbet ettik.
  • Salı akşamı sevgili Mutlu Erturan ile e-ticaretin geleceği hakkında konuştuk, konu o kadar çok ilgi çekti ki bir saate sığdıramadık.

Haftaya Platin360 ile E-Ticaret Sohbetleri – Online adlı programa başlıyoruz. Perşembe günü saat 14.00’da yapacağımız programı kaçırmamak için lütfen sayfamıza abone olun ve video’nun alt kısmında yazan Hatırlatıcı Oluştur kısmını aktive edin. Program başlamadan size bir mesaj gelecektir.

Haftanın magazin, sağlık, spor, sinema haberlerini okumak ve size özel indirimden faydalanmak isterseniz bugünkü Sadece 5 Dakika bültenine de göz atmayı sakın unutmayın.

Güzel bir hafta olması dileğiyle
Sevgiler
Murat Erdör

PS: Bu yazıyı bir web sayfasında veya sosyal medya kanalında okuduysanız, formatı beğendiyseniz ve her hafta düzenli olarak size de bu e-bültenin gönderilmesini istiyorsanız bu linkten e-bültenimize üye olabilirsiniz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here