Yapay zekayı siz nasıl tanımlıyorsunuz?

İnsanların aklını kurcalayan teknolojilerden ve genellikle bilgisayar bilimleri ile ilişkilendirilse de matematik, biyoloji, psikoloji, felsefe ve diğer farklı bilimler ile de yakından ilgili olan yapay zeka, teknoloji ve bilimi bir araya getiren kavramlardan biri. Diğer bir deyişle yapay zeka, makinelerin karmaşık problemlere insanlar gibi çözümler üretmesini sağlamayı amaçlayan bir bilim dalı. Artificial Intelligence ya da AI olarak da tanımlanan yapay zeka kavramı, aslında düşündüğümüzden çok çok daha eski bir kavram. Şaşıracaksınız ancak popülerlik anlamında günümüzde altın dönemini yaşayan kavram, yarım yüzyıldan uzun bir geçmişe sahip. Yapay zeka kavramı ilk olarak Stanford Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. John McCarthy tarafından 1956 yılında ortaya atılmıştı.

Günümüzde yapay zekânın kullanılma potansiyeli olan binlerce uygulama alanlı bulunuyor. Yapay zeka günümüzde askeri uygulamalardan, bilgisayar oyunları ve eğlence dünyasına kadar geniş bir yelpazede değerlendiriliyor. Bu alanların yanında bankacılık, gayrimenkul, otomotiv, sağlık ve sigorta şirketlerinde müşteri davranışları ve bilgilerin işlenmesi gereken alanlarda da yapay zeka kullanılıyor. Yapay zeka konusundaki yatırımların son dönemde çok fazla artması ise, birçok sektörün bu konudan beklenti içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Günümüzde isminden çokça söz ettiren ve hayatımıza giren sanal asistanlar, akıllı arabalar, sohbet ve destek balonları, güvenlik sistemleri, akıllı ev sistemleri, kendi kendilerine hareket edebilen robotlar bu beklentilerin kanıtı niteliğinde.

Yapay zeka pek çok kişi de “işimizi mi kaybedeceğiz korkusu” yaratıyor, bu konuda görüşleriniz neler?

Özellikle robotların iş piyasasına girmesinden ve yapay zekanın ilerlemesinden dolayı hem mavi hem de beyaz yakalı çalışanların işlerini kaybedecekleri konuşuluyor. Mesela fabrika işçileri, stajyer avukatlar, gazetelerdeki köşe yazarları, garsonlar ilk akla gelen kişiler oluyor. Bir avukat yürüttüğü davayla alakalı benzer olanları araştırması için stajyere verip bir hafta içinde 4-5 dava hakkında bilgi sahibi olurken, artık on binlerce davanın özetini bir saatte alabilecek. Milyonlarca ürünün akıllı fabrikalarda kişiye özel üretilmeye başladığı bu dönemde, mavi yakalı işçilerin çoğu yerini yavaş yavaş robotlara bırakacak. Bu ve buna benzer birçok örnek verebiliriz ancak bu dönemde ülkelerin büyüme rakamlarının artması ve yeni mesleklerin ortaya çıkışı sayesinde aslında korkulduğu gibi bir işsizlik olacağını düşünmüyoruz. Ek olarak, robot teknolojisi çok konuşuluyor ama robotlar her konuda insanın yerini tutamaz. İnsan, doğası ve gelişimi gereği farklı bir organizma. Liderlik yetisi ve yaratıcılık gibi yeteneklere sahip. Yapay zeka ürünleri bu özelliklere sahip olmadığından ve birçok konuda hukuki altyapılar tam oluşmadığından, olası hataların sorumluluğunu üstlenecek birisi gerekiyor. İşte bu yüzden insanoğlu her zaman iş hayatında olacak.

Yapay zeka çalışan profillerini nasıl değiştiriyor/değiştirecek?

Dünyanın özellikle son 20-30 yıl içerisinde yaşadığı büyük değişim ve teknolojinin geldiği noktayı göz önüne aldığınızda, bugün hayatımızın önemli bir kısmının matematikle çevrili olduğu söylemek yanlış olmaz. Bu durum, iş ve özel yaşamımızın tamamını kapsayan bir alana yayılmış durumda. Bu alanda çalışanlar da önemli ve büyük bir kitle. Bu büyük ve önemli kitle, dijital alanı son 10 yıldır oldukça etkin şekilde kullanıyor. Yapay zeka çalışmalarının ortaya koyduğu ürünler ve dijitalleşme süreci, dijital çalışanı da yarattı diyebiliriz. Dijital çalışanda, sanal asistanlar, akıllı arabalar, güvenlik sistemleri gibi hayatına giren birçok yapay zeka ürünü ile entegre çalışıyor, çalışmak da zorunda. Bu dijital çalışan profili, dijital dünyanın bir parçası ve söylemleri, yorumları, tepkileriyle iş-çalışma dünyasına ve dijital dünyaya önemli katkılar sunuyor ve bu dünyanın şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Yakın gelecekte yapay zekayı çalışma hayatına entegre eden, teknolojiye adaptasyon sorunu yaşamayan, yenilikleri yakından takip eden, popüler iş yazılımlarını kullanabilen, aynı anda birden fazla işe odaklanıp hızlıca sonuç alan kişiler iş dünyasında çoğalacak.

Gelecekte nasıl bir çalışma/iş dünyası bizi bekliyor?

Çok daha hızlı, paylaşımcı ve daha üretken bir çalışma dünyası bizleri bekliyor. Ofis ortamından paylaşımlı ofislere geçildiği, çalışanların toplantılarını ağırlıklı olarak online yapacağı, mobil olunduğundan mesafelerin anlamsızlaşacağı, ofisteki işlerin takibini kolaylaştıran yazılımların artacağı bir iş dünyasında gelecekte çalışıyor olacağız diyebiliriz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here