Sevgili Dostlar,

Ukrayna dünya gündemini meşgul etmeye devam ederken kimse işin nereye gideceğini kestiremiyor, Uluslararası firmaların ve devletlerin uyguladıkları yaptırımlar Putin’i durduramadı. Ukrayna’dan paylaşılan görüntüler tatsız, tek dileğimiz bu günlerin hızlıca sona ermesi. Böyle bir şey ülkemizde yaşansaydı kimler bize destek olurdu diye düşünüyor insan, sanki bizden başka bize hayrı olacak birileri de pek görünmüyor, bu yüzden her alanda kuvvetli, ayakları yere basan ve kendi kendine yeten bir ülke olmak gerekiyor.

Hep Ukrayna halkını konuşuyoruz ama birde Ruslar’a bakmak lazım, burada yaşayan insanlarda zorlu hayat koşullarında mücadele ederken bir yandan da böyle bir olayla karşılaşıyorlar. Eski çalıştığım firmalardan dolayı Rusya’da yaşayan onlarca arkadaşım var ve paylaşımlarından onların da bu savaşa karşı olduklarını görüyorum, zaten aklı başında olan kaç kişi savaş ister ki? Yapılan yaptırımlardan dolayı olaylarda hiç suçu olmamasına rağmen burada yaşayan insanlarda maalesef büyük bedeller ödeyecekler. Eskiden ekonomik yavaşlama gibi konular daha ön plana çıkar, ülke 10 yıl, 20 yıl geriye gitti yorumlarını duyardık, bu söylem hala geçerli ama günümüzde dijitalleşmenin artmasından dolayı birde günlük hayatta karşılaşılan zorluklar var. 

Bir sabah kalkıyorsun Google Map çalışmıyor, metroya gidiyorsun turnikeden geçerken hep kullandığın ödeme sistemleri (Apple Pay, Google Pay) kullanılamıyor, Amazon üzerinden mal satıyorsun hem Amazon’dan yasak yemişsin hem de uluslararası ödeme sistemleri kapanmış, yabancı marka bilgisayarını açıyorsun sorunla karşılaşıyorsun konuşacak muhatap bulamıyorsun, Dropbox’daki dosyalarını açıp çalışayım diyorsun bunlara erişim sağlayamıyorsun, sosyal medya kanallarında zaman geçireyim diyorsun çoğunda yavaşlama veya ilan verememe gibi durumlarla karşılaşıyorsun, Netflix izleyip biraz kafa dağıtayım diyorsun çekimleri başlayan bazı Rus dizilerinin yapımlarının askıya alındığını öğreniyorsun, liste uzun, yaz yaz bitmez. Yerli, kullanıcı dostu dijital ürünlerin yoksa ve yabancı markalara bağımlıysan bir gece fişi çektiklerinde hayat bambaşka hale gelebiliyor, kendimi onların yerine koydum da, zor, cidden çok zor…

Spor, müzik, teknoloji ve ekonomi alanında binlerce yaptırım haberini okuduk ama bunlardan birisi çok garip geldi. Uluslararası Kedi Federasyonu (FIFe) tarafından yapılan açıklamada, Rusya’da yaşayan katılımcılara ait kedilerin, Rusya dışındaki herhangi bir FIFe fuarına katılamayacağı belirtildi ve Rusya’da yaşayan katılımcıların kedileri fuarlardan men edildi. Karar mayıs sonuna kadar yürürlükte kalacakmış ve ardından tekrar gözden geçirilecekmiş. Yahu elin kedisinden ne istersin, hayattaki en masum varlıklar şu hayvanlar, bari savaşına karıştırma değil mi? Savaş ortamında trajikomik olay olur mu, işin içinde Türkler olursa her an herşey oluyor. İş çığrından çıkmış herkes can derdine düşmüşken sanki yıllarını savaş meydanlarında geçirmiş vatandaşlarımızdan da Ukrayna’ya sosyal medya üzerinden taktikler verilmeye başlandı, hatta bir kardeşimiz belli kurumları aradığını ve ulaşamadığını, stratejilerinin savaşın seyrini değiştirebilecek güçte olduğundan bahsetmiş, artık dalga mı geçiyor yoksa ciddi mi onu bilemedim, bakmak isterseniz buradan bakabilirsiniz.

Geçen hafta bir canlı TV yayınında Hintli spiker rejideki arkadaşlarının kurbanı oldu. Ekranda isimler yanlış yazıldığından spiker daha hiç konuşmayan adamın ismiyle bağırmaya başlayınca çarşı karıştı, son zamanların en garip 2 dakikalık yayınını izlemek isterseniz buraya göz atabilirsiniz. Madem bu kadar Ukrayna’dan bahsettik, zaman zaman yaptığımız ve çok beğeni alan Haftanın Yarışmasını paylaşmak istedik, Ukrayna ile alakalı bilgilerinizi sınamak isterseniz buyrun sizi de 10 soruluk yarışmamıza alalım. Her soru 20 saniye, sadece doğru cevap vermek değil aynı zamanda hızlı cevap vermekte önemli.

Dünya’da savaş konuşulurken ülkemizde de her gün yeni konular gündeme geldi. İnsanların eksik yönleriyle hiç bir zaman dalga geçmem, geçeni de sevmem ama birşeyi bilmeyip üste çıkandan da pek haz etmem. Ülkemizde İngilizce bilen sayımız oldukça az ama maşallahımız var oturduğumuz yerden herkesi eleştirme konusunda elimize kimse su dökemediğinden, İngilizce konuşan herkesin bir hatasını bulup konuşulanı beğenmez, her Türk’ün İngiliz aksanı ile konuşmasını bekler, sanatçısı, politikacısı, iş arkadaşı kısacası Türk olan herkesin konuşmasıyla dalga geçeriz. Kimimiz de sanki İngiliz kraliyet ailesinde büyümüş gibi aksanlı konuşmaya kasarız ama onu da elimize yüzümüze bulaştırır, komik kaçarız. Bununla alakalı geçenlerde Twitter’de bir olay trend topic olunca izledim, çok güldüm, bir TV kanalında çalışan muhabir arkadaşımız Ukraynalı birisiyle İngilizce konuşuyor, aslında konuşmuyor ama konuştuğunu zannediyor, adam bizimkini anlamayınca da “bunların İngilizcesi zayıf” diyerek sallıyor, e doğal olarak sosyal medyada malzeme oluyor. Ya abi neden kasarsın, ne gerek var, bak bütün ülkeye komedi malzemesi oldun işte, bir yandan gene bu hafta çok konuşulan farklı bir video vardı. Esnaf bir abimiz Ukraynalı turistle neredeyse sıfır İngilizce ile öyle güzel anlaşıyor ki, olay budur, Putin’e küfrünü de ediyor, Ukraynalı turist’e geçmiş olsun da diyor, artık satış yapacağından mı yoksa içinden mi geliyor onu bilemem ama düşüncelerini en iyi şekilde aktardığını çok net görebiliyorsunuz.

Esnaf demişken Mahmutpaşa esnafını anmamak olmaz, geçen hafta Adidas Gucci ile işbirliğini açıkladı ve iki logonun aynı karede olduğu bir görseli paylaştı. Lüks markalarla spor alanında faaliyet gösteren markaların bu tip işbirliklerine bu günlerde çok rastlıyoruz. Bu görseli paylaşan Elif Tütüncü de Twitter’de  “Mahmutpaşa esnafı bi 20-30 yıl ileride yaşıyor” diye yazarak harika bir paylaşımda bulunmuş. Bilenler bilir, burada sahte ürünlerin ve olmayan markaların satışı çok olur, herhalde zamanında Adidas Gucci markalarından oluşan bir ürün serisi veya buna benzer şeyler satılmış olacak ki, ona gönderme yapılmış, çok güldüm. Yorumlara baktığımda birisinin “guccine mi gitti” adında bir marka oluşturulduğunu ve patentinin Türk Patent ve Marka Kurumundan alındığını söylemesine daha da güldüm.

Trajikomik başka bir haberde bir düğünde çekilen videoyla alakalı geldi. Eminim denk gelmişsinizdir, damat ile gelin ortada göbek atarken damadın yanından bir kız geçiyor, 2-3 saniye bakışıyorlar, hatta damat arkasına dönüp kıza tekrar bakıyor. TikTok’dan sonra Instagram’da da sıkça paylaşılan bu videoyu birisi yeniden düzenliyor, ikilinin bakışma anlarında arkaya slow bir şarkı koyuyor, kızın, damadın eski sevgilisi olduğu yazılıyor. Sonrasında da binlerce yorum geliyor, kimisi sevenleri ayırmayın diyor, kimisi damada kızıyor, kimisi geline yazık olmuş diyor. Bugünlerde ise bu görüntünün olduğu fotoğraf sosyal medya kanallarında dolaşıyor,  o kişi damadın kız kardeşi, neden iftira atıp insanların en mutlu günlerinde huzurunu kaçırıyorsunuz diye yazılar yazılıyor. Ne yalan söyleyeyim, bende kızın damadın eski sevgilisi olduğunu düşünmüştüm ya, haydi neyse…

Ülkemizde gündeme gelen konulardan birisi de HES kodu uygulamasının sona ermesi ve maske yasaklarının gevşetilmesi oldu. Geçen hafta sokakta yürürken herkesin bana garip garip bakmasına anlam verememiş, sonra ortamdaki tek maskelinin ben olduğunu görünce insanların bundan dolayı bana bakmış olduğunu düşünmüştüm, kısacası maske takan zaten yoktu ki kim neyi kaldırdı çok anlayamadım. HES koduna gelirsek, en azından bir düzen getiriyordu ama şimdi herkes içiçe nasıl olacak bilmiyorum. Esnemeye fazlasıyla müsait yurdum insanı kapalı alanlarda da maskeyi çok takmayacağından kim kime dum duma olacak, hayırlısı olsun ne diyelim. Hiç aşı olmamış, toplu ulaşımdan dolayı kalabalıklar içinde olmuş ve Covid olmamış, inşallah hiç olmazlar, arkadaşlarım var. Bir yandan da hijyen, maske ve diğer konularda abartılı değil ama özenli olan ve Covid’e yakalanmışlar var, nasıl oluyor diyorum, bazen aşıyı da ciddi ciddi sorguluyorum. Bu aşamadan sonra 4. aşıyı da olacak mıyız, bu nereye kadar devam edecek, bunları sadece ben mi düşünüyorum bilemiyorum…

Neyse gelin biraz kafa dağıtalım, Exxen’de İşte Gibi adında bir dizi var, YouTube’da birinci bölümünü herkese açık yayınlamışlar, mutlaka izleyin, 30 dakika sürüyor, ben çok güldüm, buna benzer bir olay kesin bir yerlerde yaşanmıştır diye de düşünmeden edemedim, bakalım siz ne düşüneceksiniz.

Son haberde ABD’den olsun, Shl0ms adlı birisi kripto piyasadaki kısa vadeli işlemlere tepki göstermek için Lamborghini marka arabasını çölün ortasında patlatıyor ve bunu da yayınlıyor. Sonrasında da buradaki 888 parçanın NFT olarak satılacağını duyuruyor, makaleye göre 100 kişilik özel bir ekip burada görev almış, hem işin lojistiği, hem çekimi hem de diğer işler için baya çaba sarfedilmiş, merak edenler arabanın patlatılma görüntülerini buradan izleyebilir.

Gelecek haftaların etkinliklerine bakacak olursak;

• 8 Mart Salı akşamı yapacağımız E-Ticaret Sohbetlerinde Blend1601 firmasının kurucusu Armağan Portakal, Trendyol’da Pazaryeri Direktörü olan Neslihan Kahyaoğlu ve Eczacıbaşı Yapı Grubunda Kanal Müdürü olan Begüm Canova Kilercik ile beraber olacağız, kayıt olmayı sakın unutmayın.

• 10 Mart Perşembe günü öğleden sonra ise kurumlarına değer katan insanları ağırladığımız Teknoloji Sohbetlerinde Eczacıbaşı Topluluğunda Bilgi Teknolojileri Direktörü olan Hakan Duran ile beraber iş ve sosyal hayata dair sohbet edeceğiz.

Radarımıza takılanlara bakarsak;

-) Elon Musk, Ukrayna’nın sesini duydu: Starlink, uydudan ücretsiz internet erişimini açtı.

-) İşgal altındaki Ukrayna’ya Milyonlarca Dolar Değerinde Bitcoin bağışı yapıldı.

-) Gucci sanal mağaza ve etkinlik mekanı için The SandBox ile iş birliği yaptı.

-) Amazon, tüm fiziksel mağazalarını kapatacağını açıkladı.

-) Twitter, ‘Podcast’ özelliğini test ediyor: İçerik üreticilerine yeni fırsatlar sunacak

Kafa dağıtmak için;