Murat Erdör

Online Eğitimin Bir Geleceği Var mı?

Seneler önce çalıştığım EF adlı bir firmada Türkiye’den yurtdışına dil eğitimi için binlerce öğrenci gönderiyorduk. 2000’li yılların başında yurtdışına az sayıda öğrenci gönderirken 3-4 sene içinde dil eğitimine olan talepler inanılmaz derecede artınca İsviçre’de bulunan üst yönetim Türkiye ofisinden online İngilizce eğitim paketlerini de satmamızı istemişti. Türkiye nüfusunun %50’sinden fazlasının genç olması,  çoğu kişinin İngilizce bilmemesi, insanların yabancı dil öğrenmeye istekli olması, aylık 30$ civarında ücreti olan online eğitim paketini alabilecek bütçeye sahip yüzbinlerce kişinin olması sanırım onlar için belirleyici olmuştu. 

Aylar ayları kovaladı, aylık ücreti 4000$ olan yurtdışı dil eğitim paketleri peynir ekmek gibi satılırken aylığı 30$ olan online eğitim paketine kimse ilgi göstermedi. Yaratıcı pazarlama taktikleri, mevcut veritabanındaki onbinlerce kişiye gönderilen mesajlar, yurtdışından dönen öğrencilere eğitiminize online olarak devam edin diyerek bu paketi sunma çalışmalarımızın hiçbiri istediğimiz sonucu vermedi. İçeriği inanılmaz zengin ve ihtiyacı çok iyi karşılayan bir online eğitimi paketi neden başarılı olamamıştı derseniz bunun çeşitli sebepleri vardı. İlki, insanımız öğretmen tarafından dürtülmeye alışkın olduğundan kendi iradesiyle böyle bir paketi kullanabileceğini düşünmemişti. İkincisi, fiziki bir ortam ve insanlar olmadığından sorularını anında öğretmene veya arkadaşlarına soramayacağından bu paketin faydalı olmayacağını düşünmüştü. Üçüncüsü ise o dönemdeki paketlerin şimdiki gibi herkesin anlayacağı şekilde tasarlanmaması, eğitimlerin profesyonel video çekimleri ve görseller ile zenginleştirilmemesiydi. Bazı firmaların da bu şekilde online paketler satmaya çalıştıklarını ama istenen seviyeye gelmeyince sınıf eğitimi ile bunu birleştirdiğini yani Karma Öğrenme (Blended Learning) sistemini uyguladıklarını ve böylece daha iyi sonuçlar aldığını gözlemledik. Sonuçta biz ana işimize odaklandık ve Türkiye pazarı için online eğitimin erken olduğunu düşündük ve bu işten çıktık. 

Peki günümüzde durum ne diye bakarsak dünya buraya doğru gidiyor desem herhalde yanlış olmaz. Size bunu 3 çarpıcı örnek ile açıklayayım;

Bu firmalar farklı ülkelerde başarılı olabilirler ama Türkiye’de gene istediklerini alamazlar diye düşünebilirsiniz ama bence bu sefer durumlar farklı çünkü karşımızda herşeyi online olarak takip eden bir Y kuşağı gerçeği var, zaten ihtiyaçları ortaya çıkartan ve markaları şekillendiren de onlar. Belki bazı firmalar karma eğitim yapacak bazısı sadece online paket sunacak ama günün sonunda bu sisteme herkes çok daha hızlı adapte olacak ve benimseyecek. Merak edenler için cevaplayayım; 2000’li yılların başında Türkiye’de online İngilizce eğitim paketi satmaktan vazgeçen EF’den bana son zamanlarda sıkça bu ürün ile alakalı e-postalar geliyor. Anlaşılan o ki, EF’de bu konuya fazlasıyla eğilmeye başladı ve eminim onlarda bu pastadan bir pay alacaklar. Özetlersek devir değişiyor, olmaz denen şey oluyor, mevcut kuşağın beklentilerini ve ihtiyaçlarını erken fark edip yol alan firmalar kazanıyor. Bekleyip göreceğiz, bakalım bu dönemin şampiyonu kim olacak.  

Bu yazı E-Ticaret Çağı Dergisinde yer almıştır.

Exit mobile version